fbi' nin quantico davranış bilimleri ensitüsünde görevli ajanların, seri katiller peşindeki serüvenlerini anlatan kaliteli dizi. mandi patinkin başrolde yer almaktadır.
motivasyonları ve hareket tarzları uzun süre tahmin edilememiş seri katillerin peşine düşen, fbi tarafından ciddiyetle seçilmiş 25 kişilik quantico davranış bilimleri ünitesinin yaşadığı her şeyi, tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren belgesel tadında kriminal yapım.
gözlerimizi kapamamıza izin vermiyor bu dizi, amerika' da, herhangi bir anda 350 seri katil ve psikopatın dolaştığı gerçeğiyle hareket ediyor. evet, karakterlerin hepsi kurgu, olaylar da öyle. yine de, gerçekten yaşamış azılı suçluların hayatından net örneklerle karşılaşıyoruz bu yapımda.
olay yeri, görgü tanıkları ve geçmişteki örnek seri cinayet vakalarına dayanan ajanlar, titizlik ve beyin fırtınasıyla kaçmakta olan ancak öldürmeye güdülenmiş suçlunun en iyi profilini çıkarma telaşında. eğer ellerini çabuk tutmazlarsa, katil masum canlar alacak, zaten ağır bir yıkıma sebep olacakmış gibi gözüken sezon finali de bu ölümcül gerçeğin bir ucundan tutuyor. insanları kadın ve erkek olarak ayırmadan ustalıkla doğrayan psikopat, kıdemli ajanın eski bir dostunu öldürüp çığrından çıkıyor, araştırmaların derinleşmesiyle durdurulsa da, özveriyle çalışan ekibin karşısına yine bürokrasi çıkıyor. bürokrasiye göre başarısız ve yol ayrımındalar.
dizi, bürokrasinin anlaşılmaz kararlarına çoğu kez işaret etmekte. anlayana...
dizimax te izleyicisi ile buluşan bu dizinin diğer polisiye dizilerden farklı olması ilk dikkat çeken unsurlardan biri.
davranış analizi birimi (behavioral analysıs unıt) uzmanları suçtan çok suçluyu inceliyor,suçlunun karakteristik özelliklerini belirleyip 'suje' diye adlandırdıkları suçlunun bir sonraki adımlarını tahmin ederek çözülememiş davaları çözüme ulaştırıyor...
"bir suçluyu yakalayabilmek için, onun gibi düşünmek zorundasınız."... bu düşünceyi uygulayan uzman grubun maceraları her bölümde izleyiciyi etkilemeyi başarıyor.
5. sezona ilk iki bölümüyle bomba gibi girmiş dizi. hotch'ın ruhsal travmalarını dolaylı yoldan mükemmel işlemişler. kanımca en iyi polisiye/aksiyon dizi senaristlerine sahip.
--spoiler--
5. sezon üçüncü bölümü şu ana kadar çekilen en iyi bölümlerden biridir. başlangıç, hikayenin işlenişi ve sonuç olarak dizinin karizmasının bir kere daha tavan yaptığını kolaylıkla söyleyebilirim. diğer bölümlere oranla biraz daha kompleks olmuş. bu da izleyicinin daha fazla konsantre olmasını sağlıyor. doğal olarak aldığımız tad da o kadar artıyor. ayrıca irlanda mafyasının düzeninin, italyan mafyasının düzeninden çok daha asil ve karizmatik olduğunu bir kere daha görüyoruz. sadakat vardır, falso yoktur. bu arada amerikan dizilerinin figüranları bile on numara. nereden bulmuşlar o irlanda'lıyı be kardeşim. iki bölüm kurtlar vadisine kiralasınlar da millet oyunculuk görsün.
--spoiler--
her bölümü ile ilgili yorum yazmak istememe rağmen kendimi tutamıyorum. senaristler özellikle bu sezon kendilerini aşmışlar. 'bundan daha iyisi olamaz' dedikten bir hafta sonra 'hahaha aldın mı lan babayı!' diye ağzınıza sıçıyorlar. 'ana karakterlerin üzerine odaklanmadan nasıl dizi çekilir' in kitabını yazmışlar. mark gordon gibi bir ustadan da bu beklenir.
--spoiler--
5. sezon dördüncü bölümüne 100 üzerinden 100 vererek yılın şıkı seçiyorum. psikopatlığı bile göze sevimli hale getirmeyi başarmışlar.
--spoiler--
--spoiler--
yüzüncü bölümü olan beşinci sezon dokuzuncu bölümüyle kendi dalında "ben daha iyisini yapana kadar en iyisi bu" deyip dalyayı yapmış dizi. kanımca bu bölümüyle bu sene ödülü götürür. bu kadar criminal dizi izledim, daha iyi bir senaryo, kurgu ve işleyiş görmedim. tadı damağımda kaldı ve benim gibi duygusuz bir adamı bile etkilemeyi başarıp gece gece ağzıma sıçtı. saygı duyuyorum.
--spoiler--
bugüne kadar izlediğim, kendi alanındaki en iyi dizidir. Hoş başkası var mı bilemiyorum.
hiç bir dizinin karakterlerini bu denli sevmemiştim. kahramanlık yapıp karizmatik havalara girdikleri için değil hepsinin kendine has yaraları olduğu için...
bugüne kadar izlemiş olduğum en güzel fbi dizisidir. kuramlar, teoriler, sorgular, yaklaşımlar vs çok gerçekçi olmakla beraber insanı o dünyaya sokabilen bir yapıya sahiptir. bu durumda adamlar yapmış ya demek tabiri caizse cuk oturur hani..
6. sezonunun 2. bölümüyle Jennifer Jareu ajan kişisine yol vermiş dizidir. jj olmadan sanki bir şeyler eksik kalacaktır. lakin başlangıçtaki ekipten kaçıncı çözülme bu. yerli dizilere benzemeye başladı hafif hafif. keyifle izlemeye devam ediyoruz o ayrı.
"aman eksik kalmayım bir iki tane de ben izleyim" dediğim dizide daha ikinci dakikada bir adamı metroda kafasından vurmaları ile şok etkisi yaratan dizidir.
izlerken katil ya da katilleri yakalamanın ilk şartının sezgisel bilgi olduğunu anladığım dizi. * ya da bu ajanların kafası pek çalışmıyor. öyle olmasa katili gördüğüm anda neden "bu adamda bir hırtlık var" diyeyim ki_?
bi de bu adamlar ve kadınlar meseleyi arap saçına çeviriyorlar, yalandan beyaz bir board üzerine bi şeyler yazıp, fotoğraflar filan yapıştırıp, durmadan internette gezerek olayı çözmeye çalışıyorlar. zaten batı medeniyetnin bu aşırı rasyonalizminin ve bundan kaynaklanan hybris'inin nelere mal olduğunu görüyoruz. biz görüyoruz da bunlar göremiyor.
olayı daha da karmaşık hale getirip, burunlarının dibindekini göremeyen bir grup insan. budur.
bana sorun anında şüpheleniyorum ve oyunu görüyorum, blöfleri de öyle bir yiyorlar ki of.
niye kimse yorum yapmıyor diye isyan ettiren dizi. nereye gidiyor bu gençlik? ne izliyor bu gençlik?*
6x17'nin son sahnesiyle insanı gene alıp götüren, sarsan dizi efenim.