Anlamamak için çaba sarf etmek gerekir.Film i anlayan çok insan vardır ve entellikle bir alakası yoktur.Gayet guzel bir filmdir.yönetmen ve senarist i Paul Haggis dir.pek çok başrol ü bulunan bir filmdir.herkesin dedigi gibi pelerin sahnesi insanın tüylerini diken diken eder.bir yandanda ırkçılıgı anlatır *
(#1539050)
(#1539048)
(#1539053)
saskinlik icerisinde takibe aldigim, "dalga mi geciyor acaba" diye dusunduren ya da essahtan dertli yazar.
ozellikle yildizli bkz.lariyla uykumu acti, cok yasasin.
genel çerçevede amerikalılara hitap ettiğini düsündüğüm film. ayrıca filmi izlerken oktay sinanoglunun bi kitabında bahsettigi, "amerika 12 devlete bölünecek ve 8 inin resmi dili ispanyolca olacak" tezini aklıma getiren film olmuştur kendileri.
so much to say
two step
crash into me
too much
number 41
say goodbye
drive in drive out
let you down
lie in our graves
cry freedom
tripping billies
proudest monkey
15", 16" ve 17" şeklinde 3 farklı crash sahibi bir davulu çalmak inanılmaz zevklidir. çünkü boyutu ve inceliği farklı crash'lar, farklı ses verirler ve bu da ritmde ses çokluğu ve netlik sağlar.
El yapımı olanları makbuldür. Kesinlikle cross ile beraber kullanılması gerekir, aksi halde bass gitar ile tam uyum sağlanamaz ve ritmde boşluk oluşur.
En iyi filmler listemde birinci sıradan inmeyecek filmdir. Aşırı bir gönül bağının oluşması buna neden olarak gösterilebilir. ilk izlediğim günden sonra iki kez daha izlemiş ve aynı sahnelerde yine ağlayıp kendime bunun için kızmışımdır. *
Running around, nowhere to go
You gave me life and gave it meaning
Running around, nowhere to go
Somehow I think you know
Lost in a world you brought me into
Can I live after you
You gave me life and gave it meaning
Is this the way it goes
Can't stop thinking of the day you left
There wasn't even time to catch my breath
How can us be, you're gone from me
The last thing I wanted was for you to leave
Now that you're gone I must move on
Your dreams are my reality
I gotta go, get away
It's time for me to...
Run away now, run away now
Run away, run away
Run away now, run away now
Run away, run away
I feel you somewhere deep inside of me
You've always gained my strength
Running around, nowhere to go
Somehow I think you know
Can't stop thinking of the day you left
There wasn't even time to catch my breath
How can us be, you're gone from me
The last thing I wanted was for you to leave
Now that you're gone I must move on
Your dreams are my reality
I gotta go, get away
It's time for me to...
Running around nowhere to go... (5X)
Run away now, run away now
Run away, run away
Run away now, run away now
Run away, run away
Lost in a world you brought me into
I feel you somewhere deep inside of me
Running around nowhere to go...
(3X)
Run away now, run away now
Run away, run away
Run away now, run away now
Run away, run away
filmin sonunda çalan parça stereophonics'den maybe tomorrow'dur, ve çok dinlenilesi bir parçadır. Stereophonics aslında her şarkısı dinlenilesi bir gruptur.
Afro-Amerikalı bir yönetmen ve karısı, Meksikalı bir çilingir, iki araba hırsızı, Orta yaşlı Koreli bir çift ve çömez bir polisin 36 saat içinde birbirleriyle yaşadıklarından çıkan ırkçılığın gereksizliğine kanıt bir hikaye, etkisini artırmak için american history x ile ardışık izlenmesi tavsiye edilir.
yönetmenliğini ve senaryosunu paul haggis'in üstlendiği başrolleri epey kalabalık ve zengin olan 2004 yapımı bir dram filmi. aynı zamanda oscar ödülünü kucaklamış bir yapım. elbette filmin otoritelerce böyle mühim bir ödüle layık görülmesi seyircinin beklentisini arttırıyor. işte bende böyle bir beklenti ile izledim crash filmini. çok mu beğendim? hayır. hayatımda izlediğim en iyi filmlerden biri miydi? cevabım yine hayır. lakin tüm bunlara rağmen yinede hakkında kötü bir film demenin doğru olmayacağını düşünüyorum. zira film bazı ayrıntıları gayet iyi seyirciye sunmuş. özellikle şu önyargı hususunda gerçekten iyi bir film olmuş.
filmin belki de en dikkate değer tarafı kurgusu. tema tamamen tesadüfler üzerine yoğunlaşmış. işte zaten tam bu noktada işler karışıyor. birbiriyle alakasız birden fazla insan hayatının bir şekilde kesişmesi hadisesinde kurguda sanki bir zorlama senaryo havası hakim. aynı zorlama filmin değindiği ırkçılık konusunda da hakim. resmen seyircinin gözüne soka soka anlatıyor her ne anlatıyorsa. bu açıdan mesaj kaygısı güttüğü çok açık. belki biraz daha özenle anlatmak istediğini sunabilirdi diye düşünüyorum. bu açıdan bir dengesizlik mevcut. filmin belki de dengeleri tutturduğu en iyi nokta oyunculuklarda. filmin oyuncu künyesi bir hayli zengin. hepside başrol oyuncuları ve her biri öteki kadar filmde yer almış. bu anlamda kimse kimseni üzerinde değil. başrol açısından iyi bir dağılım olduğu söylenebilir.
şimdi buradan sonra yazacaklarım fena halde spoiler içermektedir, bilginize sunulur. çok rica ederim ondan sonra vay efendim ben bilmiyordum, vay efendim ben görmedim demeyiniz.*
--spoiler--
filmin belki de en iyi şekilde değindiği şey önyargı. bunun ne denli fena ve aldatıcı bir şey olduğunu filmin birkaç sahnesinde gayet iyi işlenmiş. buna cevap olacak cinsten en iyi sahne ise filmin başında savcının karısı gözüyle potansiyel suçlu olarak lanse edilen zencinin ilerleyen sahnelerde aslında ne denli iyi bir aile babası ve insan olduğu görülüyor.
filmin bir diğer mühim sahnelerinden biri afişe de konu olmuş insanın içine dokunan pelerin sahnesidir.
--spoiler--
film daha ilk karede şöyle diyerek başlar;
"bir dokunma duygusu...
gerçek bir şehirde yürürken insanlar sana çarpar durur.
los angeles'da kimse sana dokunmaz.
hep bir metal ya da cam ardındayız.
o dokunuşları öyle özlüyoruz ki bir şeyler hissetmek için birbirimize çarpıyoruz."
izlemeye değer bir paul haggis rejisi. iyi seyirler.
junkyard wars adlı discovery channel da yayınlanan yarışma programında kırmızı takımın lideri konumundaki şahsiyet. elemanlar genelde bunu sevmez ve bowser ın takımında olmak için dua ederler. genellikle uçuk kaçık şeyler tasarlar ve bunu gizli silah diye takımına yutturur. genellikle bu gizli silah için takım 3 saatten fazla vaktini harcar fakat alet bırakın işe yaramayı karşı takıma alay konusu olmaktan kaçamaz. buna rağmen her ne hikmetse bu durum bowser a karşı crash te bir dezavantaj yaratmaz. crash bowser ın her oyunda eline rahatça verir.