değildir. çoğu arkadaş kader der ama değildir. bu daha çok eğitim seviyesi ve düşünce yapısıyla alakalıdır.
batı medeni, doğu geri. hristiyanlar ileri ama müslümanlar geri tarzı dinsel, kültürel, ırksal, coğrafi yaklaşımlar bizi yalnız bir yere kadar götürürler.
söz gelimi arnavutluk avrupada ama ileri bir ülke mi?
japonya, güney kore asyada ama geri ülkeler mi?
keza lanet olası ortadoğu dediğimiz bölgede bile bir israil gerçeği var. araplarla aynı soydan gelen daha doğrusu semitik olan israil geri bir ülke midir?
coğrafya; bahane arayan milletlere kaderdir ama önüne bakıp bilime, sanata, spora, eğitime önem veren milletlere göreyse sadece bir bölgesel özelliktir. durum bu kadar açık ve net!
ibn Haldun'un ünlü Mukaddime'sinde kullandığı ve son aylarda sosyal medyada çokça meze yapılmış bu sözü aslında ibn Haldun ve Aristoteles soğuk iklim ve sıcak iklim insanların bir topografisini çıkarırken söylemişlerdir. Yani sıcak iklim insanı tembel olur, köleliğe ve sorgulamamaya yatkındır. Despotizme meyillidir. Soğuk iklim insanı sorgular ondan demokratik yönetime meyillidir gibi bir genelleme ortaya koymak için belirtirler. Montesquieu da onlar gibi tekrarlamış elbette bu söylemi.
bu sözün ibni haldun'a isnat edilmesi dayanaksızdır. böyle bir sözü yok, yapıtları elimizde, demediğini kanıtlamak kolay. ibni haldun'un böyle bir sözüne rastlamadım, hatta ileri gidiyorum ibni haldun böyle diyemezdi. kader sözü böyle ulu orta kullanılmaz, müslüman bir ilim adamı böyle bir tabiri dünya görüşü nedeniyle kullanamazdı.
insanın yaşamını seçimleri belirler mi? elbette belirler. içinde olduğumuz coğrafyanın bizim eğilimlerimizi, seçimlerimizi belirlediğini söylemek marifet değil. ancak coğrafya bir kader değildir. insanın özgürlük olanakları coğrafyayı içinde bulunduğu tüm kayıtları ve zincirleri kırmasını sağlayabilir. dolayısıyla insanın amacı ve varlık nedeni onun özgürlüğüdür. bu özgürlük coğrafya falan dinlemez, hiçbir şey dinlemez. insan iradesinin coğrafyaya yenileceğini kabul edemeyiz.