allahtan rahmet dilediğimdir.
ölüm o kadar acıdır ki hiç tanımadığımız bir kişinin naaşını gördüğümüzde bile içimizde bambaşka duygular hissetmemize neden olabilir.
o naaşı gördüğümüzde belki kaybettiğimiz bir akrabamız yada bir dostumuzu hatırlatır.
ve haykırırız dünyaya "neden bu kadar kolay oluyor bir varlığın dünyaya veda etmesi" diye.
kim bilir belki cotton candy bundan bir kaç gün önce entrylerini yazıyordu sözlüğe, yazdığı entrylere gülüp geçiyorduk.
bir kaç gün sonra ise ölüm haberini duyuyoruz.
bu kadar çabuk olup bitebiliyormuş demek.
hiç tanımamama rağmen çok kötü oldum.
rabbim mekanını cennet eylesin.
dualarımdasın...
ölüm her an tetikte işte. rabbim geride kalanlara hayırlı ömürler ve hayırlı ölümler nasip etsin.
Bir oda , yerde bir mum , perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek , korkusundan dirilmiş.
Süt beyaz duvarlarda , çivilerin gölgesi;
Artık ne bir çıtırtı , ne de bir ayak sesi....
Yatıyor yatağında , dimdik , upuzun , ölü ;
Üstü boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam , mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir iz var;
Küçük bir çizgi , küçük , titreyen bir an kadar.
Sarkık dudaklarında sırlı titrek bir an;
Belli ki birden bire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm , bu benim kendi ölüm..
Bana geldiği zaman , böyle gelecek ölüm...
Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,
Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,
Yedi bölge, dört deniz,
Yedi iklim, altmış yedi şehir,
Okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...
Deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,
Asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,
Ve işçiler ve köylüler...
Hoşçakal ülkem
Hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,
Hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,
Hoşçakalın dünyanın bütün halkları,
Sınırlı olmayan mekâna,
Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben;
En sevda halimle, en yaşayan halimle,
Gidiyorum dostlarım,
Hoşçakalın, hoşçakalın...
yazamadım lan birşey. alengirli üzüntü cümleleri gelmiyor beyinden parmaklara. üzüldüm işte, tanımıyordum ama 20 yaşında bir eczacı adayı bir gencin, kanser illetine yenilmesine üzüldüm. bu kadarı geliyor elimden, allah rahmet eylesin.
allah rahmet eylesin. tanımazdım ama ölüm haberini okuyunca kendi sevdiklerimi düşündüm önce. bir tuhaf oldum. sonra onun yakınlarını düşündüm. ben sadece sevdiklerimi düşünerek bu kadar üzülebiliyorsam onlar nasıl mahvolmuşlardır diye. gerçekten çok zor.
sizi hiç tanımıyordum genç bayan.
ama ölüm haberinizi duyduğumda sanki sürekli görüştüğüm,yüzüne ve huyuna aşina olduğum birini kaybetmişim gibi hissettim.yazılarınızla kendinizi bu kadar iyi çizmiş olmanız ne garip değil mi?
hayat gerçekten mükemmel bi sınav ve sen provasını zaman zaman bu sözlükte bizimle de yaptın.
sanırım kazandın bu sınavı.çok büyük ve derin ve sınırsız bi saadet ile de taçlandırdın başarını.güle güle...