ve bugün corona salgını tüm dünyayı vurduğu gibi ülkemizi de vurdu.
her ne kadar bu salgının sosyo-ekonomik yansımalarını şu an yaşıyor olsak da, bu yaşadıklarımız, ileride yaşayacaklarımızın yanında hiçbir şey.
bakınız şu an itibariyle tarımda ekim-dikim dönemindeyiz.
pek çok tarım ürününün ekimi yapılması lazım ki, hasat zamanı toplanabilsin ve kış döneminde insanlar hazırlıklı olabilsinler.
bu binlerce yıldır işleyen bir süreç.
bu sürecin tıkandığı dönemlerde ise insanoğlunun kapısını felaketler çalıyor.
görünen o ki küresel bir ekonomik yıkım daha da önemlisi gıda kıtlığı geliyor.
yarın bir gün, tarım ürünü ithal ettiğimiz ülkelerden bu ithal ettiğimiz ürünleri bulamayabiliriz.
şimdi bu ekim-dikim döneminde tarım bakanlığının ufukta beliren gıda kıtlığını önlemek, minimize etmek ile ilgili bir çalışması var mı?
bakanlığın sitelerini, haber kaynaklarını tarıyorum herhangi bir uyarı veya önlemle karşılaşmadım.
oysa ki böyle durumlar için olağanüstü tedbirler alınmalıydı. tarım konusunda çiftçi ile birlikte hareket edilip çalışmalar başlatılmalıydı.
tahıl ekimleri, hububat ekimleri ne alemde.
herhangi bir azalma var mı?
bu ürünleri dahi ithal etmeye başladık ya, yarın bir gün ithal edecek ürün bulamadığımızda yerli üretimimiz halkımızın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapıldı mı?
bu gönderilerden biri bir çiftçimize ait. ekim yapabileceğini lakin tohum ve gübrenin pahalı olması nedeniyle ekim yapamadığını haykırıyor.
tarım bakanlığı yaklaşan olağanüstü kıtlığa karşı çiftçimize tohum desteği, gübre ve mazot desteği yaptı mı?
el cevap: hayır.
bir diğer post çok daha sıkıntılı.
ekimi-dikimi yapılması gereken 1.5 milyar fide henüz alınmamış, alınıp dikilmeyi bekliyor.
peki bu 1.5 milyar fidenin dikimi yapılmazsa o fidelerden elde edilmesi beklenen onbinlerce ton ürün ile ilgili tarım bakanlığı alternatif bir çalışmaya gitmiş mi?
hayır...
tarım bakanlığının corona salgını ile ilgili yapmış olduğu tek icraat park ve mesire yerlerinde mangal yakmayı yasaklamak oldu şimdiye kadar.
Ayçiçeği tarlalarını genişletmekle başlayabiliriz. Tarım alanımız sahiden çok kıymetini bilmeliyiz ve en çok çiftçiye kıymet vermeliyiz. Bunlar çok Zor ve emek isteyen işler. Çiftçi küserse gelecek küser.
konya ovasını, su kaynaklarını heba etmeden hafiften sulayalım. Hayvanların yiyeceği otlar çıksın. Hatta yem bitkilerinden de dikelim. Sonra büyükbaş/küçükbaş büyük hayvan sürülerini salalım. Mera olarak yararlansınlar.
The Economist dergisi Mayıs 2022 kapağı. Buğday ve kuru kafa görüntüsü!
'Açlığa ve kıtlığa hazır olun' diyorlar. Son günlerde buğday tarlaları ateşe veriliyor.
Tesadüf mü? Tesadüf yok! Bir yandan zamlarla, bir yandan üretimin önü kesilerek yapay kıtlık #ÇaresiYokKazanacağız
Buğday alım fiyatları düşük ancak maliyet ve gider çok yüksek.
Çiftçiye ekmemesi adına engel konuluyor.
Hâl böyle iken Ukrayna, Rusya ve Çin'den alınan buğdaya para ödeniyor.
Oysa Konya Ovası tüm dünyaya yetiyordu. Bu ülkeler bahane edilerek yapay
kıtlık yaşatılacak. Great Reset!
gerçek hedef nedir ??? türk köylüsünü perişan et . toprağını satıp
şehirlere gitsin . türk köylerine suriyeli , kürt , afgan vs yerleştirelim ....
pastayı dilim dilim kesmek , kazı bağırtmadan yolmak .....
"20 yıllık süreçte Adalet ve Kalkınma Partisi çok hata yaptı.
Şu anda içinde bulunduğumuz durumun sorumlularından biri de onlar.
Siz buğday cenneti bu memleketi nasıl buğday ithal eder hale getirirsiniz.
Ayçiçek için nasıl dış alıma muhtaç hale getirirsiniz. Köylü ve çiftçi nüfusu çok düştü.
Var olanlar ekip biçemiyor. Burada özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin
büyükşehir yasasının çok etkisi oldu. Köylerde elli yaşın altında nüfus kalmadı."
FiKRET BAYIR YAPILMASI GEREKENLERi SIRALADI
"Anayasanın 45. Maddesi hükümetlere çok önemli üç görev veriyor.
Tarım arazilerinde yapılaşmaya gitmeyeceksiniz. Tarımı planlayacaksınız.
Üreticiyi destekleyeceksiniz. Bu madde 5488. Kanun maddesiyle de detaylı
şekilde açıklanmıştır. Bütün bunlara uyulması gerekiyor aslında."
Dar kafalılar krizin gıda sorununun sadece Türkiye de olduğunu düşünsede bu sorun her ülkede var neredeyse. Almanya ve ABD de bile son 50 yılın en yüksek enflasyonu yaşanıyor. Pandemi döneminde her ülke cebindekini hazırdan yedi ve şimdi ceremesini çekiyor.
Vasili Çuykov ☭ @MazotZammi31
Birleşmiş Milletler'e göre, dünyada 2 ay, 1 hafta, 3 gün yetecek
kadar buğday rezervi kaldı. (28)
Ukrayna'daki savaş, Rus tarım ürünlerinin yaptırıma uğraması
ve Tayvan'ı ele geçirme hazırlığı yapan Çin'in büyük miktarda
stok yapması nedeniyle dünya kıtlığa sürükleniyor.
Kıtlığın en şiddetli vuracağı ülkelerden biri de Türkiye.
Zira tarımı tamamen felç oldu, ülke 10 milyon mülteciyle
dolu ki 20 milyona doğru hızlı bir tırmanış var ve su kaynakları
ve tarım arazileri beton rantına peşkeş çekilmiş durumda.
Coronayı bir yana bırak, türkiyede üretim tamamen bitti ekonomide yarı dışa bağımlı ülkeden tam dışa bağımlı ülkeye evrildik.
Patates, soğan, buğday, bakliyat, ayçiçeği gibi temel gıda maddelerinde bile dişarı el açmaktayız.
ne olacak? 10 lira degil 30 lira gondeririz bu sefer. Saka bir yana gercek devletler bu gibi felaketlere karsi daima plan program yaparlar. Sadece muz cumhuriyetleri kitlik ceker.
Ali Osman Önder @aliosmanonder34
Buğday sıkıntısı hem üretimin zayıflığı, hem üretici maliyetlerinin
artması, hem buğday tarlalarının yakılması, hem betonlaşma, hem de
tedarik zincirlerinin kesilmesi 'Gıda Krizi, yapay kıtlık' oluşturacak.
Suç 'iklim'e yıkılacak. Sansür geliyor. Ekmek 5 değil 25 TL olması yakın
Pandemi basindan beri acikca gorulen gercekti. Ama halen anlamadigim noktalar var. Mesela bu yahudi oyununa dinciler nasil geldi? Aşı konusunda cok hasaslardi. Halen oyleler mi? Bilen aydinlatsin.