hayatın en acımasız anlarından birinde gezinirken, karşılaştığınızda, ve bu karşılaşmada olayın başrolünde siz varsanız, çorbanız da hele mercimek çorbası olursa, hayat daha da bir güzel olur o gün. "nasıl bir tanımdır bu?" diye sormazsanız sevinirim. devamı gelmeyecek, söz.
şimdi dişler yok felan desek, ulan zaten bu çorba. hani japonlar var yemekte, tarz yapayım diye böyle bir işe giriştin desek, adamlar kendinden içirmeli tas yapmışlar. yazık olur.
hiç bilemedin, kaşık yoktur evde. hani bulaşıklıdır, o zaman tamam derim; ama bu çorba nası bir çorba, ya da pipet nasıl bir pipet çorba içebiliyorsun.
kolayı kaşıkla içmek kadar zevksizdir mutlaka. bunun tuhaf gelmesi,
alışkanlıklarımızdan vazgeçmenin ne kadar zor olduğunu da gösteriyor. iş, sadece tatta değil demek ki. hayatımızdaki her şeyde, şekil ve sunum ne kadar önemli. insanların yaklaşımı, tavrı bile kabullendiğimiz veya reddettiğimiz sunum değil mi?