eski ve kullanışlı bir yöntemdir. anne, bir sürü beyaz çorabı merdaneli makinada kaybetmemek için olsa gerek, "herkes akşam kendi çorabını da yıkayacak elini ayağını yıkarken" kuralı koymuştur. altı geceye kesmiş beyaz çocukluk çoraplarını her şeyden kolay ve çabuk temizleyen ise beyaz sabundur. (bkz: püf noktası)çoraplar ele giyilir, sabun ele alınır, iyice köpürtülür. sonra eller birbirine iyice sürtülür. hiç bir matik, hiçbir çamaşır ağartıcı bu etkiyi yapmaz. çorap temiz ve yumuşaktır. üstelik sabaha da kurur. çocuğa sorumluluk öğretmesi de cabasıdır. (bkz: anneler size sesleniyorum)
altı yıldır okul zamanları yurtta kaldığım düşünülürse 6x270=1620 kez bıkmadan üşenmeden yaptıgım ömür törpüsü olan ama yıkadıktan sonra "nasıl da mis gibi kokuyor artık beah" dememe sebebiyet veren hadise.
elde yıkamaktan kasıt çamaşır makinasının olmayışıdır. halbuki makina yoksa çoraplar ayaktayken banyoya girilir, onlar kendiliğine temizlenir bir de suyunu sıktın mı tamamdır.