sırf 'marka'laştığı için maliyeti 3-5 lirayı geçmeyen dayanıksız bir bez ayakkabıya kapitalizmin iti olmamak için para vermemiş insandır. ha giyersede normal normal beğendiği için alır 'marka'laştığı için değil. hele memur çocuğuysa da babasının maaşının 10 da 1 ini görüntü uğuruna çöpe atmak istemeyendir. illa converse giymiyor diye de pazardan jomp yazan spor görünümlü yemeni'leri' veya 'uzun burunlu kunduralar' almayan insandır, giyer adam gibi istediği ayakkabıyı.
not: her converse giyene laf atmıyorum, anlayan anladı.baba parası tatlı tabi..kunduraymış peah...
sol ayagina ice basan insandir. ilk converse deneyimi basarisiz olup o kadar para verip aldigi ayakkabinin sol tekinin 2 hafta icinde parcalandigini goren insandir da. **
(bkz: ben)
maddi durumumuz bayağı bir bataklıktayken çok almak istediğim, şimdi param olduğu halde almaya üşendiğim bir ayakkabıdır converse. almaktan da vazgeçtim doğrusu tarzım değil efendim.
converse'in en fazla bir yıl dayanacağını bildiğinden, ona bu kadar para sayacağı yerde gidip nike,adidas alıp senelerce giyen tutumlu, akıllı insandır. * palyaço ayakkabısına benziyor bir de.
70 yaşındaki nejdet hoca * nam-ı diğer moruk neco'da gördükten sonra giymemeye yemin ettim *
belli dönemlerde herkesin aynı renkde giymesi nedeniyle belediyenin dağıttığı hissine kapıldığım olmuştur.
Kısacası converse'i olmayan insan benim
- bu ne lan herkeste gri bi ilerleyin
+ moda olum
- lan moruk neco'da bile gri var belediye mi dağıtıyo anuna koyim.
+ sittir len neco'da da mı var.
- çöp köşede ...
popüler kültüre tama etmeyen, sistemin köpeği olmadan, rahat yaşayan insandır. yolda yürüyen 10 gençten, 9 unda converse varsa, bu milletimizin çabuk gaza gelen, para harcamayı seven, modadan başka bir şey düşünmeyen, kitlesel yönlendirmenin çabuk olduğunu belirten bir vakadır. illa marka giyeceksen, adidas,puma,nike al, çok daha güzel modeller var. bir ayakkabı dükkanına girince, tüm rafların converse olması müşteriyi bıktırıyor. ve alışveriş yapamadan çıkmasını sağlıyor. siyaset, felsefe, hayat hakkında görüşleri olmayan gençliğimiz, etiketçiliğe çok önem veriyor, yazık...
zamanında modeline ve rengine* kanarak alınan converse sayesinde içine bulunduğum gruptur. 'arkadaşım başlıkta olmayan diyor sen ne yazmışsın mal gibi!' dediğinizi duyar gibiyim. dinleyin efendim.
şimdi dediğim gibi ben bu markanın ayakkabısını gittim aldım geçen sene.* baktım bir hafta sonra bu cırtcırt diye tabir ettiğimiz yerin ayakkabıya bağlandığı yerden yırtıldığını gördüm. soluğu ayakkabıcıda aldım tabi fişimle birlikte.
+merhaba. geçen hafta sizden bir ayakkabı almıştım ama nah burası yırtıldı.
-hmm öylemi? (hiç şaşırmadı ne hikmetse)
+buyrun fişim. bu arada converse lerde bu tarz şikayetler çok oluyor mu?
-evet. sık sık geri geliyor ayakkabılar.
+teşekkür ederim.(bidaa converse e tövbe)
zaten özür kabul edildi. paramı vermediler ama o bedelde birşey alabileceğimi söylediler. ondan beri mutlu mesut bu grubun içindeyim.
kişisel tercihidir. misal ben, beğenmediğim için almadım. alanlara da hiç bir zaman "ıyy ne kadar zevksiz" demedim. fakat geçenlerde 5 kişilik öğrenci grubunun ayağında beyaz converse görünce, başta takım kurdular, maç yapacaklar sandım. sonra öyle olmadığını fark ettim. zaten tek başına beğenmediğim converse leri, 5 çift olarak görmek kendisine karşı olan hislerimi daha da yoğunlaştırdı.