iki gün önce izleme fırsatı bulduğum, mizahi yönleriyle, Rebecca Bloomwood'un jest ve mimiklerinin sevimlilik üzerine rekolarlar kırdığı,her renk ve tonda eldivenlerin başrolde olduğu soundtracklerinde macy gray i görebileceğimiz,başrolü ingiliz aksanlı,yakışıklı bir beyin paylaştığı günlük,yüzeysel,seyirlik filmdir.
(bkz: isla fisher)
(bkz: hugh dancy)
hikayesinin ve tarzının the devil wears prada filmiyle benzerlik taşıdığını düşündüğüm hollywood filmi. rebecca nın sempatikliği, luke un sadeliği falan derken, film izleniyor. verdiği mesajlarda akılda kalıcı ve değerli bence.
gerçekten çok eğlenceli bir film. ailecek izlenebilir.
kostümler çok başarılı, seneryo kurgusu ise sürükleyiciydi. tabii ki çekim ekibinin başarıları göz ardı edilemez.
--spoiler--
özellikle deren smeath kısımları çok heyecanlı ve sürükleyiciydi. asansör sahnesinde "deren smeath arıyor sakın açma" diye zil sesi ve adamın bunu duyması falan ufak çapta bir korku yarattı bende.
özellikle finlandiya'lı ile konuşmaya çalıştığı sahneye bittim! kız tek kelime finlandiya'ca bilmemesine rağmen durumu olağanüstü kurtardı. süperdi bence. ha bir de adama tokat falan attı koptum.
--spoiler--
--spoiler--
"when i shop, the world gets better, and the world is better, but then it's not, and i need to do it again." gibi süper bir repliğe sahip film. ayrıca rebecca bloomwood'un yeşil eşarbını alırken 30 dolar nakit, 10dolar bu karttan, 20 dolar şu karttan deyip parça parça ödeme yaptığı sahnede kendinizi görebilirsiniz. *
--spoiler--
--spoiler--
ödenmemiş faturalara bakarlarken olan sahne, izlenmeye değerdir:
-ben açarım o kadar kötü olamaz.
-bacs, bay jackops iç çamaşırına iki yüz dolar mı verdin.
-iç giyim dediğin temel insan haklarında var.
-lavantaya 78 dolar mı ödedin.
-tezgahtar için çok üzülmüştüm, gözleri şaşı gibiydi. bana mı yoksa başka tarafa mı bakıyordu anlayamadım. yürek burkan bir şeydi.
-------------------------------------------------------------------------------------------
mağazalar ihtiyacınız olduğunu bile bilmediğiniz bir çok tutkunuzu uyandırabilir.
-------------------------------------------------------------------------------------------
-rabecca bloomwood, tanıdığım en renkli, esprili, ilham verici bir kadındı diyebilirim. ve bir yalanı yaşadı, bunu artık biliyoruz. ama köşesinde o yazdıkları gerçekti. bir sesi vardı. o, insanlara asla anlayamayacaklarına inandıkları bir şeyi anlattı. insanlar da anladıklarını görünce onu sevdiler; bunu ben de sevdim...
rebecca bloomwood hayal kırıklığıydı ama yeşil eşarplı kız asla değildi.
--spoiler--
gecenin bir yarısı gülmekten yardıran filmdir. ha böyle dedik de çok mükemmel yargısı oluşmasın kafanızda. stres dağıtmak için ya da boş vakti değerlendirmek için rahatlıkla izlenebilir. hugh dancy ve isla fisher'ın da oyunculuğunun tavan yaptığı filmdir bu arada. marka tutkunlarına önerilir.