loş ışıktır, ruhsal boşluktur, efendime söyleyeyim mutsuzluktur... bu gibi şeylerin olduğu ortamlarda kesinlikle dinlenmemelidir. insanı şoka sokabilecek kadar etkilidir.
birkaç sene önce yaşamıştım bunu, niye bilmem, hüngür hüngür ağladım. "sefglim yok yha" tribine girmem, karşı cinsle ilgili görüşümü de her entryde belirtirim zaten eheh. ama bu ne bileyim, çok fena yapıyor lan adamı. şimdi dinledim sadece rahatladım ama, öyle ağlama falan olmadı hehe.
tınısında bir kabullenmişlik var bu şarkının, bir sonradan farkına varış sanki. hayatı ertelerken kendini unutmak gibi. adı gibi. başka yazın tekerlemesi..
Yann Tiersen'in gelmiş geçmiş en güzel parçasıdır. Bu kadar net. O her nota sesi insanı bambaşka yerlere götürür. O kadar duygusaldır ki bu parça, her dinlediğinizde gözleriniz dolar. 48. saniyeden itibaren insanı mahveder hatta. ilk aşkınız bile aklınıza gelebilir. Ulan bu Yann Tiersen nasıl bir acı çekmiş de bu besteyi yapmış dersiniz.
dünyalar güzeli piyano parçası. bu parçanın verdiği gazla birilerine açılabilirsiniz. az önce elim telefona gitmedi değil. sonra dedim oğlum manyak mısın, o nerede sen neredesin?
duygudan duyguya sürükler insanı. savurur insanı o yana bu yana, adını koyamazsın. anıların gözünün önüne gelir, kaybettiğin insanları özlersin. anıların fon müziğidir.
yorgun, stresli bir iş gününde hayata sitem ve küfür ederken kulağıma çalınan ve o anda sihirli bir etki ile bütün duygumu değiştiren ve o günden sonra beli aralıklarla dinlediğim şaheser...