"Microprose Soccer, E.H. International Soccer, Soccer Boss, Outrun, International Karate, One on One Two, Last Ninja" gibi bir çok efsane oyunu bünyesinde barındıran, koca adaptörlü, teypli, kasetli, joystickli ve de monitörsüz bilgisayar.
bu alet hiç kapanmazdı. Sabahtan akşama kadar kardeşimle ben oynardım. Sabah uyandığımda dayımı commodore 64 umun başında görürdüm. Ulan koca adamsın, evlisin barklısın. Bırak çocukar oynasın di mi ? 2-3 hafta devam etti bu durum. 2 gün dayım uğramayınca çok sevinmiştim. sabahım 6sında uyanıp akşama kadar başından kalkmazdım. Sonra annemle babam da o furyaya dahil oldu. Aylarca, yıllarca hizmet etti bize. Eşek kadar adaptörü vardı. Deli gibi ısınırdı. Hiç yakmadım onu. teybi 2-3 defa bozuldu, ama babam tamir ettirirdi. Taşınırken aldığı bir hasardan dolayı bir daha hiç açılmadı. O tamirci senin bu tamirci benim dolaştık babamla. Artık miyadı doldu dediler benim ilk sevgilime. Yenisini verelim dediler, Amiga 500. istemedim. Ne o öyle disketli filan. 2-3 yıl piyasada ikinci elini aradım, bulamadım. o boşluğu micro genius denen dallama atari almıştı. Bir gün bir arkadaşım "commodore u ver bana, ben yaptırcam" dedi, salak gibi verdim, o da yaptıramamış, benim aşkımı, ilk göz ağrımı çöpe atmış :( gözümden 2 damla yaş aktı. sevgilimi öldürmüştü, ona bir daha kavuşamayacaktım. Ondan geriye 4-5 kaset kaldı. Bakar bakar eski günleri yad ederim.
80' li yılların vazgeçilmezi efsane ev bilgisayarıdır. piyasaya sürüldüğünde satış rekoru kırmış, o neslin ilk göz ağrısı, hatta hayatlarının dönüm noktasıdır.
oğlum bak bu kaset eskiden teyp kasediydi aynı zamanda benim bilgisayarıma oyunlar bu kasetle yüklenirdi, kasedi takıp play'e basardın, "load return" yazıp return'e (o zaman daha enter çıkmamış return var) basardın, kaset dönerken bir yandan küçük bir tornavidayla kafa ayarı yapardın ve şanslıysan oyun açılırdı.
bak oğlum buna biz kağıt disket derdik, tam adı beş çeyrek diskettir, ve inanmayacaksın bu hayvan gibi disket tam 720 kilobayttır. 720 kilobaytlık bir diskette ise 15-20 oyun bulunabilir.
aramızdaki diyaloğun sınırlı olduğu ilk göz ağrısı bilgisayarım, yıllarca hep aynı şeyleri söyledik birbirimize.
e - load (return)
c64 - press play on tape
90'lık kasetlerde içinde 50-60 tane oyun olan kasetleri satılırdı, genelde A yüzünün ilk programı ekrandan garip çizgiler akmasını sağlayan kafa ayar programı olurdu. lakin kafa ayar programını yüklemek için bu programın olduğu kasetin kafa ayarını yapmanız gerekirdi. hayatımın ilk paradoksu da budur zaten. en sevdiğim oyun galiba mission impossible idi. asla bitiremedim, bitireni de görmedim. lakin o robotların arıza sesi, beni hipnotize ettiğiden olsa gerek saatlerce bu oyunu oynardım.