fuhuş bir memleket meselesidir. türleri vardır; basit fuhuş, organize fuhuş...
manken geçinen dıngıl kızlarımızı pazarlayan fuhuş çeteleri ise pek bir revaçtaymış son zamanlarda.
elbette bu manken hanımların hiçbirini burada zikredecek değilim, sonra dava açarlar, birileri de tutar bunları "ev kızından" sayıp yapıştırır cezayı. "Belgesi olmadığı" için biz zararlı çıkarız.
bu fuhuş çetelerinin liderleri yada başpezevenkleri (özür dilerim, "cici çocukluk" modasına uyarak "muhabbet tellalı" demem gerekirdi) müşterilerle şifreli telefon görüşmeleri yapıp, muhabbetin türüne göre bazı özel terimler kullanırlarmış.
Kızı hafta içinde istersen "kısa program", hafta sonu takılacaksan "uzun program" tabir ediliyormuş halvete...
Kısa program bin beş yüz dolar, uzunu beş bin dolarmış efendim.
Sen ev kirasını dolar olarak isteyeceksin de o mu kızın kirasını liraya çevirecek?
Fakat, iş gece ya da gündüz, hafta içi ya da sonu hepi topu on beş dakikada bitiyor, bu neyin zammı, yoksa bunlar normal fiyatlar mı bilmiyorum...
Hafta sonu istanbul trafiği yoğun olduğu için kızcağız yollarda zahmet mi çekiyor da işyerine ulaşmak için, onun farkı mı alınıyor? (Taşraya da paket servisleri varmış.)
Bilemem. fuhuş camiasındaki uzmanlarına sormalı.
Efendim bunları nerden öğreniyorum peki? çetelerin bir müşterisinden. yani piyasaya kendim dahil olmuş değilim (serserilikten emekliyim)
Ancak, benim kulağıma gelen fiyat skalasında tellal komisyonu mevcut değildi. Üretim araçlarına sahip çıkan fuhuş emekçileri aracıyı ortadan kaldırmışlar, kooperatif şartlarında tüketiciye doğrudan hizmet üretir olmuşlardı. (Tüketici lafın gelişidir, bu meret aşınmadığı gibi tükenmez de.)
Şaka maka "ismi olan hanımlar" için bin yedi yüz elli dolar civarında bir "rayiç" söz konusuymuş ama bunlar çoğu zaman "hanım hanım, sen aklını mı kaçırdın, Alessandra Ambrosio bile taş çatlasa altı bin dolar" yanıtıyla da karşılaşabiliyorlarmış. (Umarım Alessandra Ambrosio'nun avukatı sözlüğü takip etmiyordur.
Lütfen ihbar edip "en ağır cezalara çarptırılmamı" istemeyiniz.
Üç çeşit ilişki varmış:
-Tik tak... Bu, kısa süreli, ayaküstü ilişkilere deniyordu. "Kapı arası" değilse bile taş çatlasa bir saat.
-Program... Yukarıda da belirtildiği üzere, "kapatmalı" ilişkilere bu ad verilirmiş. Yani ilişki birkaç geceyi kapsıyor, önceden ayarlanıp rezervasyon yapılıyor ve ajandaya ya da iz bırakmak istenmiyorsa akıl defterine yazılıyormuş. Hafta içi ve sonu programlarının ayrı değerlendirildiğini de şimdi öğrenmiş bulunuyoruz. Bazı turistik tesisler gibi banka hesap numarası veren ve hizmet ücretinin oraya peşin yatırılmasını talep eden de varmış. Sonra "dekontu" göstermek yeterliymiş.
-Kafa koparma... Bakınız bu daha uzun süreli (birkaç haftadan birkaç aya ya da belki birkaç yıla da yayılabilen) köklü ve yüksek meblağlarda "sağma" ilişkilerinin adıymış. Parayı kolay kazanan ensesi kalın bir enayiye, ya da baba parasıyla hovardalık heveslisi toy bir zengin çocuğuna "kanca takılıyor", işin peşi birkaç milyon dolar götürmeden, havuzlu villa ya da cip mip aldırmadan bırakılmıyormuş.
entryi çok uzatmak istemediğim için bunun "Avrupa'ya götürüp eline kredi kartı vermece ve gönlünce alışveriş ettirmece" çeşitlemesine girmiyorum. "Paris gördüm" diye sevinen nice hanım arkadaş aslında bol bol tavan seyretmiştir!
Bunların hepsine birden "düzeyli birliktelik" tabir eden magazinci arkadaşlar, çeşitli ilişkileri birbirinden fiyat ve kalite açısından farklılaştıran bu "nüansları" ne yazık ki atlamışlar.
Ve de duyduğum isimleri yazsam, bazılarının dudakları uçuklardı!