sartre*'in baudelaire* icin bir deyi$i vardi: "guzel bir insansin. tanri'nin varoldugunu bilmene ragmen neden sorguluyorsun olmadigini?" gibi. buna yakin.
sorun $u ki sartre, baudelaire'in 6 ya$inda annesini kaybettigini bilmiyordu. bu demek degil ki ailesinden bir ferdi yitiren her ki$ide ayni durum olsun, sadece ornek olsun istedim.
harriet martineau, 'insan yalniz kendinden calar' diyor.
2006 yazı olsa gerek; degirmendere yolu, fuhu$ tarlasi olarak haberlere du$mu$tu hatirliyorum. once tiskinen gozlerle bakiyorsun. para kar$iligi etlerini satiyorlar, diye du$unuyorsun. oyle mi? belki bir kismi icin oyle. ya tamami? degil abi. degil i$te. bir arkada$im yagmurluk almaya gider her ki$ kendine. yagmurda islanmaya dayanamiyormu$. cok islanmi$ yagmurda vaktinde. yagmurlu bir gunde olmu$ babasi. oyle yani. ayni $ekilde, hatirindaki gibi islanmak olum bir nevi onun icin. yok boyle bir arkada$im. kolpaydi. ama olabilirdi de, olamaz mi?
"depresyon dedigin nedir? gununun ucte birini kendini du$unmeden geciren insanlari anlayamiyorum" diyor nietzsche. "kendini anlayanlar da depresyonlarindan siyrilabiliyorlar mi? bilmiyorum. hepsi deliriyor nihayetinde" diyorum ben de.
cocuklugu hep in$aat halinde kalanlar, hayatlarini geri vitese taktiklarında iltihapli hatiralarini da ezebiliyorlar. kurtuluyorlar belki boyle. ama ya guzel gunleri de ezerseler? lethe'de du$ almak gibi hani?