yaşam hazzını boyama kitabında bulmak gibi bir şeydi. keşke boyadığın o kitaplardaki renkler kadar gerçek ve saf kalabilseydi yaşamın büyüyen yüzü. keşke okula ilk başladığın gün kadar arzulu hissedebilseydin sözde umut dolu yarınını. keşke o senelerde yeni aldığın kitapların burnunu okşayan yalın kokusu her daim gelebilseydi peşinden.
çocukluğu onun için keşkelerde kalmıştı.
mahalle arkadaşı kavramını yitirmek kadar acı bişeydi, belki de taso oynarken düşlediğin şeylerdi sana özlemi hissettiren. kesinlikle buydu.. hayatın sözde gerçekliğe dayandırılmış yüzü için uğraşıyorsundur, oysa ki fonda giden bir tiyatro sahnesinde yer aldığını hiç bilmeden ve hiçbir zaman anlamak istemeden, fütursuzca futbolcu kartlarını biriktirmekteki saflıktı sana özlemi hissettiren.
çocukluğu onun için yüksek hayal gücüne kavuşmanın hissetirdiği özlemdi.
neler için ağlıyordu, neler için gülüyordu. yıllar sende bir şey değiştirmişti sanki..
yok yok... senden bir şeyi alıp götürmüştü. neyse ki özlemeyi hissedebiliyordun ve neleri özleyeceğini iyi biliyordun. duyguların mı köreliyordu ne?. keşke hiç büyümeseydin. keşke gerçeğin ortasına bu kadar atılmasaydın.
çocukluğu onun için yalandı ve o bu yalandan hoşlanmıştı.
baharın kokusunu çocukluğundan biliyordu. duyuların mı köreliyordu ne?. keşke soru yağmurunu hiç başlatmamış bir çocuk olsaydın, keşke hiç merak etmeyip devam etseydin batman serüvenine. sorularla kavuştun şu an ki hayatına. inansaydın seni leyleklerin getirdiğine.
çocukluğu onun için basitlikti, basit olan güzeldi.
giden gider bir daha nah geri döner. giden sey için üzülmek faydasizdir. gelecekten calar. kişi öyle yada böyle ileriye bakmak zorunadadir. gecişi özlemek iyi ama faydasiz eylemdir.
3 saatlik 45 dakikalık sınavlarla, büyük adam olma rekabetiyle harcanmayan hayallerin, küçücük ama sevgi dolu kalbi aydınlatmasını hatırlayıp iç çekmektir. hiç batmayan güneşe özlem duymaktır.
bırak çocukluğu, 3 sene öncesini özlemek.
hayat kavgasına düşmüş, ekmeği aslanın kıçından kazanmaya çalışan bünyelerdeki iç gıcıklayıcı özlem duygusu.
keşke üniversite son sınıftayken sabahın köründe kalkıp vizeye finale çalıştığım yıllarda küfür etmeseydim. keşke tez yazdığım her an, mezun olduktan sonraki işsizliği gözümün önüne getirseydim. keşke 4 yıl okuyup da elalemin hıyarlarına hizmet vermek zorunda kaldığım anlara üzülmek yerine, bisikletten düştüğüm için dizlerimin yarasına sevinsem.
sabahın köründe işe gitmek yerine, sokağa çıkıp oyun oynasam, akşama kadar çamur içinde kalsam keşke.
lan! 90'lardaki çocuk nereye kayboldun? öldürdüler değil mi seni de bizim gibi? yoksa sen ben misin? ya da ben sen miyim? biz kimiz? biz çocukluğunu özleyen binlerce eşşek kadar olmuş onlarız.
zamanı geri almayı başarabilen beri gelsin...
AYDEDE BiSKÜViSi YEMEK iSTEMEK, SOKAKTA OYUN OYNAMAK. ÇiZGi FiLM iZLEMEK iSTEMEK, AMA BUNLARIN HiÇ BiRiNi YAPAMAMAK ARTIK.....
(bkz: http://eskicizgifilmlerim.blogspot.com/)