pasta kreması yapılan tencereyi parmaklayarak dibinde kalan kremaları yemek. o zaman nedense kaşıkla yemekten daha zevkliydi.
yaşgünü için alınmış pastayı parmaklayıp bozulan yeri arkaya çevirerek dolaba koymak.
böyle meyve şeklinde sakızlı şekerler vardı bir de. renk renk dizilirlerdi beşli paketlerde yanyana. sarısı limon, turuncusu portakal, mavisi neydi anımsayamadım*, beyazı ve yeşili de vardı. yeşil olan elmaydı sanırım. bu toplardan her biri farklı lezzetteydi.
her ne kadar yeni çıkmış gofy adlı sagra'ya ait gofretin yeri ayrı olsa da, leblebi tozu'nun bambaşka bir yeri vardır.
ufacık veletken, sakızdı, ''çıbıh kraker''di, aklımıza gelmezdi, annemiz ya da başka bir büyüğümüz para verip de, bakkala gidince ne alalım diye.. ya ilk okul zamanı futbolcu kartları alırdık, ya da leblebi tozu.. küçüklüğün vzageçilmez tatlarından birisi olup, kafayı yukarı kaldırıp kendisini genize doğru kaktırış esnasında da, defalarca boğulma tehlikesi atlatmışımdır.. yine de doymamıştır e$ek bünye leblebi tozuna... bir de tombi vardı, ki sormayın gitsin. fıstıklısı daha bir karizma olup, Allah gücenmesin acayip bir kokuya sahip, ama pek bir ''gözel'' gelen şirin mi şirin kırmızı paketli, peynirlisi vardı bunun. bir de, bir sene bilmiyorum kaç yaşındaydım, 3 adet pakedinden toplayana üzerinde, bu cips markaları yazan toplardan verirlerdi. hey gidim günler, be... şimdiki nesil pringles yesin, b.k var..