7 yaşındaki cocuklara has bir soru --> ''sen kaç yaşındasın?''.
tamam soru mantıklı ama çocuk sizi her gördüğünde bunu soruyorsa ve sizi günde yaklaşık 5 kez görüyorsa , 1 yılda yaklasık 1825 defa ediyor ki , bu soruya 1825 defa aynı cevabı vermek saçma bir şey...
bir kaç yıl önce devlet okulunda öğretmenliğe başlamış genç kuzeni bir gün spartakusu çalıştığı ilkokuldaki sınıfına, öğrencilerine tanıtmak üzere götürür..
+ bakın çocuklar bu spartakus öğretmeniniz. o da ingilizce öğretmeni olacak. çok çalıştı*, şimdi de üniversiteye gidiyor. üniversiteyle ilgili öğrenmek istediğiniz şeyleri ona sorabilirsiniz. *
tabi spartakus " üniversite zor mu, orada sınıfta kalmak oluyor mu, karne var mı" gibi sorular beklediği için kendisini ona göre ayarlamıştır. bir de spartakus öğretmen lafını duyunca iyiden iyiye gaza gelmiş, şımarmıştır. arkalardan, o ana kadar sessiz, çekingen olarak gözlemlenmiş kız parmağını kaldırır. soruyu sorar:
- öğretmenim, hani yarasalar ters duruyor ya tavanda... beyinleri akmıyor mu?
büyüklerin cesaret edemediği yegane sorulardır.
neden sorusu zihinlere yer edebilecek türdedir. büyüklerin de kullanabildigi bu sozcuk, cocukların elinde korkulu bir silaha donusur.
ayda yangın çıksa nasıl söndürürüz?
neden???
sabunlar aslında pembe ama köpükleri hep beyaz neden?
noel baba nereli?
gözlerimi çıkarsam yerine takabilir misin?