cocukluk döneminde çok istenilip büyüyünce yapılamayanlar; şartlar ve olaylar gereği yapılamayanlardır. hayalleri süsleyen bu istekler malesef gerçekleşemeyenlerdir.
bilgisayar oyunları vardır, önce kara kutu istersin sonra onun bi gelişmiş modeli vardır grafikleri daha iyi, bi bakarsın sega diye bi dalga var adamlar aşmış dersin acaip hoşuna gider, oda ne! playsatation hep hayalini kurarsın ama arkadaşlarda oynamaktan öteye gidemezsin, sonra büyürsün belki bi oyun makinası almazsın ama macintosh'a kafa tutarcasına bilgisayar toplarsın egon biraz olsun tatmin olur. ama ne zaman bi joystick görsen kalbin biraz farklı atar. çünkü hala sadece oyun için üretilmiş bir makina yoktur oynaya bildiğin.
çiçek dilligil ile evlenmek. minik cadı filmini ilk gördüğüm gün aşık olmuştum kendisine. hele bir de şarkısı vardı ki bu filmin "minik cadı ah ah ah, pişman oldu vah vah vah" hala içim sızlar duyduğumda.
18-20 yaşa kadar böyledir bu. hep büyüyünce yapmak istediği şeyler vardır. hep büyükleri onu engelliyor sanar. bilmiyor ki işin aslını...
büyünce şunu alacağım, bunu yapacağım... eve gelince o bulaşık, mok müsür... annen, baban olmayınca bir heves kalmıyor insanın. işten güçten kafayı dinlemekten başka bir şey istiyemiyor sonunda. o sebeple çocukken istenilip yapılamayan şeyler hep çocuklukta kalıyor.
ben yapamadım çocuğum yapsın ruhunu koruyabilmek, bunu başarabilmek belki içindeki o istekleri gerçekleştirmemiş çocuğu mutlu edecektir.
babamla evlenmek ruh hastası olduğumdan değil sadece evli olan insanşarın beraber uyuduklarını düşündüğümden.ayna grubunda arkada vokal olup siyah gözlük takmak