Bisiklet. Hayatimin en guzel hediyesiydi, sadece cocuklugumun degil. Aylardir yeni bir tane almak istiyorum fakat denk gelmiyor. Nerdeyse bin lira. Boyle kotuluk olur mu?
oyuncak askerler.
aslında en güzel hediye olmasının olayı maddi varlığından dolayı değil,
ben küçükken mandallarla askercilik oynardım.
yani arabalarla değil, lego değil tetris değil mandalları asker gibi gözler onları savaştırırdım.
sonra level atlayıp satranç taşlarına dönmüştüm.
bunu gören teyzem bana 2 torba oyuncak asker almıştı biri yeşil biri daha açık bi renk. kahve köpüğü gibi. mandallarla oynamamam için.
en güzel olan kısmı bu değil.
aynı hediyeyi bana 19 yaşında tekrar alışındaydı :D
aldığım en güzel hediye bu sebeple oyuncak askerler * kurban olduğum ya.
bir koli ülker çikolatalı gofret. hiç unutmuyorum aşırı sevinmiştim, babam almıştı. hala severim bu çikolatayı ve evet istisnasız her gün yerim bir tane.
O zamanlarda çok fazla oyuncak yoktu ve halam almanya'dan önüne bir engel çıkınca takla atan bir araba getirmişti. Acayip mutlu olduğumu hatırlıyorum. Sonrasında içine piller akmıştı ve bir daha çalışmamıştı, üzücü oldu tabi ama o dönemler de pillerde bu tür sıkıntılar oluyordu.
18 vitesli dağ bisikletidir. aldığım tek hediye buydu galiba ancak hanlar hamamlar bağışlansa o yaşlarda o kadar sevinmezdim. canım ablam dişinden tırnağından artırıp almıştı. akşam elini öpeyim güzelce minnetimi sunayım tekrar..
he bir de sünnet zamanı gazoz almışlardı kaçmayayım diye. niyeyse çok sevinmiştim fotoğrafı duruyor evde o gazoz sayesinde resmen acımı içime gömmüşüm *
hala var mıdır bilmem ama ziraat bankası çocuklar için dergi basardı. ülkemizin uzak ve ücra bir köyünde çocukluğunu yaşayan şahsım için, bir kaç ayda bir alışveriş için ilçeye giden annemin bana getirdiği bu dergi çocukluğumun en anlamlı hediyesi olmuştur. köye gelecek olan minübüsün yollarrını en tatlı heyecanlarımla beklerdim. karakterlerin henüz yıpranmadığı, güzel zamanlardı vesselam.
babam bana ilk kez misket aldığında çok mutlu olmuştum, daha önceden sen onu yutarsın der dururdu. en sonunda bana misketlerimi aldı, mutluluktan iki tanesini yuttum *
Kuzenim bir haftalığına Bolognaya gitmiş, oradan bana pembe bir domuzcuk almıştı. Bologna diyemediğim için "ablam bana bunu kolonyadan aldı." diye geziyordum. Sırf bu yüzden adını da "kolonya" koymuştum. Bir gün oynarken çaldırdım onu. Hâlâ içimde yaradır onun yokluğu. Bulsam aynısını alacağım.