ortamdaki diğer kişilerin sinirini zorlayan ebeveyndir. çocuk susmamamcasına bağırır ve ağlar. ramazan münasebetiyle çocuklarının ağlatmamaları rica olunur.
bunun bir de el kadar çocukla hırs savaşına giren modeli vardır. Olay şöyle gelişir.
cocuk:anne bunu alabilirmiyim?
anne:hayır
cocuk: ama, ama (ve başlar ağlamaya)
anne: sus ağlama. sanki her istedi olmak zorunda. benim her istediğim oluyor mu sanki?sus dedim sana...
cocuk:ühüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüü
hiç unutmam 6 yaşındayım, koca lojmandaki tek arkadaşım ve kanlım benden bir yaş küçük gamzeye(elli defa dayak yemişimdir bu kızdan bi de) bisiklet kornalarından almışlardı. böle fiyakalı alengirli olanlarından hani bi sürü melodisi olanlardan ışıklı mışıklı. hemen bastım yaygarayı ben de istiyorum diye. annem bak oğlum yarın aybaşı yarın alalım diyor. ama yok bugün alınacak bugün! deli gibi ağlıyorum bağrıyorum. işte o gün o çok istediğim kornayı alabilme şansımı kendi ellerimle yok ettiğim gündür ve o gün bugündür her istediğime saldırmıyorum. istesem de sınırları zorlamıyorum benim için çok büyük ve anlamlı bir ders olmuştu o korna.
---
başlığa bakıp şu da söylenebilir çocuğun ne istediğne de bakar. eğer velet ferrari istiyorsa durum içinden çıkılamaz bir hal alır.
hayvanın her istediğini verirsen çok iyi bir hayvanı, çocuğun her istediğini verirsen doyumsuz bir çocuğu olacağını bilen ebeveyndir. maddi imkanları olsa bile çocuğuna neyin ne kadar yeteceğini bilip çocuğunu da bu şekilde terbiye etmesidir.
''allahım bu kadar çocuk içinden neden bu tipitip anne babalar beni bulur'' dedirten benimde küçükkene başıma bela olan ama daha sonraları başa çıkmanın binbir yolunu keşfederek (bkz: ebeveynin istediği herşeyi yapmayan çocuk) modeline dönüşmemle mazide kalan,hatırladığımda suratımda aptal bi gülümseme uyandıran olaydır.*