cocugunun istedigi seyi alamayan ebeveyn

    1.
  1. bazen bir ihtiyaç olabilir bu. bazense sadece bir anlığına küçük çocuğun gözüne ilişen bir oyuncak, mesela. aslında, küçük bir çocuğun tüm ihtiyacı da (parayla alınanlar) oyuncak değil midir ki?

    parası olmadığı için çocuğuna istediği şeyi alamayan bir ebeveyn. her gece o yumrukla uyuyacak bir insan. çocuk unutacak ama o ebeveyn unutamayacak. bir ömür, hep o yumrukla dolaşacak.

    (bkz: yürekte bir yumrukla yaşamak)
    6 ...
  2. 8.
  3. istenilen ne olursa olsun , cocugunun isterkenki bakislari yuregine oturan ebeveyndir.birgun hem cocugu hemde kendisi istedikleri seylere sahip olurlar umariz.
    2 ...
  4. 4.
  5. bazen çocukta unutmaz alınamayan şeyi;
    otuzunu geçmiş koca bir adamın çocukken istediği halde alınmayan trenden bahsederken yüz ifadesini görmek yeterli bunu anlamak için.

    çocuğunun istediği şeyi alması gerektiğini bildiği halde maddi olanakları yüzünden alamayan ebeveynin üzüntüsü en az o çocuğunki kadardır.
    1 ...
  6. 3.
  7. 6.
  8. hayata dair iç burkan detaydır.

    bu akşam, kardeşim istedi; küçük olan. çalışan anneme yardım etmeye çalışan işsiz babam geldi akşam, kardeşim yapıştı boğazına "çikolata getirdin mi?!" diye. utana sıkıla getirmedim oğlum, sonra alırım dedi babam. eskiden hep en pahalısından, antep fıstıklısından getirirdi; saldırırdık. teşekkür etmeden, sarılıp öpmeden, odaya koşar, neden bilmem; annemize sarılır öyle yerdik. hep arızalıymışız.

    sonra, bugün yine aynı sahne yaşandı. para yok ama. babam dışarı çıktı tekrar annemin işlerini halletmek için. "ulan ne alaka, karısının ne işini halledecek ki dışarda?" dediğinizi duyar gibiyim, aşçıdır annem; malzemelerini de kendi alır. dolayısıyla kasaba falan babam gider. öyle. yine kasap seansı. kardeşim yapıştı "golden çikolata al bize, kocaman; yeşil kaplı olanından!" diye.

    eskiden hep aldığından, çok iyi bildiğinden. uzaklara gittiğinde getirdiğinden. çok iyi biliyordu onu, yıllardır aldığı çikolataydı.

    akşam geldi. iki tane dokuzkat, bir tane de minik sütlü çikolata; şöyle küçük küçük içinde 8 tablet oluyor ya, ondan. kardeşim ağlamaya başladı, "ya ama bundan demedik golden dedik!"

    yalan söylemek zorunda kaldı.

    "golden diyince bundan diyorsun sandım, bak bunda da golden yazıyor; hem bu daha güzelmiş. bir dahaki sefere ondan alırım."

    yıllardır aldığın çikolatayı da mı unuttun baba? bize değil, küçük kardeşime alacaktın. golden çikolata. musluğumuzdan mı akıyor sanki, istediği çikolatayı alamadın mı? dokuzkata vereceğin parayla bir tane golden çikolata alsaydın?

    unutmadın.
    1 ...
  9. 5.
  10. 2.
  11. çocuğunu şımartmak istemeyen ebeveyndir. alamayarak kendi kendine karakterini yenemediğini göstermektedir. çünkü her istediğini alırsa çocuk bazı şeylere ulaşmak için çalışmaktan vazgeçebilir.
    (bkz: ayarcı namık)
    0 ...
  12. 7.
  13. bir gün cocuğunun ihtiyacı olan herseyi alabilmesini umduğumuz ebeveyn'dir.
    0 ...
  14. 9.
  15. dünyanın en üzgün ebeveynidir. çocuk, bir ebeveyn için dünyanın en güzel şeyidir. kendisinden birparçadır. canından dahi üstün tuttuğu şeydir. lakin kör olası yokluk, olsa dünyaları vereceğiniz yavrunuza bazen bir şeker bile alamamanıza sebep olur. çocuktur o anlamaz. anlatamazsınız. o ağladıkça çaresizliğinizi en çok hissettiğiniz anlardan birini yaşarsınız.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük