dillere destan olmuş efsanedir. neymiş efendim cocacola nın sırrını sadece iki kişi biliyormuşmuş. bu iki kişi birlikte bir yere gidecek olsalarmışmış aynı taşıta binmezlermişmiş. bak bak bak... bunun nedeni ise eğer bir kaza durumu falan olursa en azından sırrı bilen bir kişi kalsınmışmış.
güneş kremi niyetine sürüp yapış yapış gezen birinci derece bir yakınım var, ne dediysem vazgeçiremedim, daha bronz olunuyormuş. yok yine de seviyorum akrabalarımı.
- mehmet bak güzel tükür..geçen parti mallardan şikayet geldi..esansında bi değişiklik var demişler.
- tmm abi iyice tükürüom ben, rahat ol sen.
- hooğğğkkk tühhh....olm akşam napıyon..kaçalım mangala filan burdan çıkışta.
- bana uyar abi, yalnız sen önden git ben arkadan taksiyle gelirim mekana.
- niye lan olm.
- abi mazallah yolda bi kaza olur, ikimizin birden başına bişey gelse kim tükürcek bu kolalara...efsane biter.
kolanın gizli formülü falan yoktur. ülkemizdeki üretilen cocacola ile yabancı ülkelerde üretilen cocacola arasındaki en büyük fark bizde mısır şurubu kullanılmasıdır***. bağımlılık yapma olayı ise kafeinin bir etkisidir, çay bağımlılığımdan bir farkı yoktur.
***inanmayan varsa istediği gıda mühendisine yada beslenme uzmanına sorabilir.
eksileyen acur'a: daha doğrusunu biliyorsan söylede bilelim!
zamanında ayranın sırrınıda iki kişi bilirdi, bir gün savaştan dönen yiğitlere susuzluklarını gidermeleri için sırrı bilenlerden birisi ayran yapıp verdi. yiğitlerin çok hoşuna giden bu içeceğin sırrını sorduklarında cevap alamadılar. daha sonra aradan uzun seneler sonra bir zat 'ulan bildik yoğurtlu su bu' demesi üzerine ayranın sırrı çözüldü. ve inanıyorum ki bir gün coca-colanında sırrı çözülecektir.
(bkz: coca cola şifresi)
bu coco cola nın yapımında bir bitki kullanılıyomuş. bu bitki tarlada iken içinde en çok bulunan hayvan fareymiş. bitki toplaması sırasında farelerde üretim tesisine kadar gidiyormuş ve burda hala bitkilerin arasında kalan fare veya başka canlılar küçük öğütücülerden geçerken paramparça oluyormuş, bizde fare kanı filan içiyomuşuz...