cobanlarin aslinda cumurbaskanindan degerli olmasi

entry3 galeri0
    ?.
  1. son derece yerinde bir tespit. tarafımdan üzerinde onbeş saniye gibi benim için rekor sayılabilecek bir mantık yürütme sürecinde cereyan ettrilmiş fikir. fikir demek ne derece doğru kestirilemeyen şey.

    çobanlık içinde yaşadığımız coğrafyada inadına küçümsenen ancak diğer bütün mesleklerden daha ulvi, daha işlevsel olmuş, olan ve olacak meslektir. çobanlığın tanımını koyunları belli bir nizam ve intizam içinde tutan, onları sevk ve idare eden, zaman zaman kaval çalarak, zaman zaman davarların götüne çırpı ile hafiften vurmak sureti ile bunu yapan insan olarak yapabiliriz. çobanın görevini ifa ederken kullandığı fenomen olmuş bazı argümanları da vardır tabi. bunlar; kaval, kepenek ve çoban köpeğidir.

    ne alaka cumhurbaşkanı ve çoban deyip çok büyük göt olduğunuzu gözümde canlandırıyorum şu an. çok komik bir görüntü. kocaman bir organizmayı milyarlarca hücreden oluşmuş bir göt gibi düşünmek beni bir takım depresif arazlarımdan alıkoyduğu için bir nevi rehabilitasyon metodu şahsım adına.

    efendim yıllar yılı bizlere yani türkiye halkına söylenen bazı yalanlar var. artık bu söylenenlerin yalan olduğunu yavaş yavaş anlamaya başladık hepimiz. çeşitli sanal ortam komünitelerinde de paylaşıyoruz bunları. bana söylenen en büyük yalan şu "türkiye'nin dinamikleri çok güçlü" yalanı gibi gelmiştir hep. bu, katışıksız bir yalandır. madem dinamikleri bu kadar güçlü de neden posası çıkmış ülkeyi ab'ye kaktırmaya, kaskallamaya çalışıyoruz. cevap? cevap yok... çünkü bir yalan üzerine bina edilmiş büyük büyük projelerimiz var.

    bizim demokrasi kültürümüz başımıza çoban seçmek üzerine kurulu bir sistemin yansımalarından başka bir şey değil. kısa bir süre önceye kadar akp kapatılıyor diye göt yırtıp, demokrasi havariliği yapanları görüyordum. şeklen çok haklı gibi duruyorlardı. %47 ile tarihin en güçlü iktidarına sahip olmuş bir parti kapatılacak, halk iradesi yok sayılacaktı. tezleri buydu. bu adamlara sormak istiyorum; seçim bölgeleri neresiyse o bölgeden seçilen milletvekillerinden üç tanesini notlarına bakmadan, duraksamadan ard arda sayabilirler mi acaba? benim bölgem manisa ve sayamıyorum. hangi partiden olursa olsun sayamıyorum. bir bülent arınç geliyor aklıma bir de şahin mengü. onlAR da popüler adamLAR ya o yüzden. nasıl demokrasi lan bu? kimleri seçtiğimizden bihaberiz. acaba kimi gönderdik parlamentoya? it midir, ibne midir, götoğlanı mıdır, yavşak mıdır, hırsız, soyguncu , vurguncu, orospu çocuğu mudur... vs hiç bir şey bilmiyoruz haklarında. vekil demek ne demek hamına koyim? ne demek?? sana vekalet edecek adam demek! insan tanımadığı birine vekalet verir mi? hadi verdi bununla övünür mü? bunun yüce bir anlayış olduğunu savunup demokrat kesilir mi?

    biz başımıza bize belirtilen zamanlarda periyodik olarak çobanlar seçiyoruz bu çok net. bildiğimiz isimler parti genel başkanları ve birkaç ağır "top". gayrısını tanımayız etmeyiz. bir boka yaramıyorlar zaten. meclise gelen adamlar daha özlük haklarını bilmiyorlar ki beni\bizi nasıl temsil edecekler? sonra görüyoruz ki grup toplantılarında ellerinde torpil notçuklarıyla bakanların etrafında fır dönüyorlar. bunun adı demokrasi, bu yapıyı savunanlar demokrat(!)...

    başımızda çoban olmadan hiçbir olumlu adım atamıyoruz. duvara işeyen eşektir yazmıyorsa duvara işemenin ahlaki olmadığını kavrayamıyoruz. illa ki çoban gelip bir uyarı levhası asacak. çobanları seçiyoruz seçmesine de orada kalmıyor iş. başımızdaki çobanların da müspet işler yapması için başlarında çobanlara ihtiyaçları var. onlar da koyunluktan geliyor , onlar da türkiye halkından sonuçta.. onlar da bizlerden biri.. işte bu çobanların çobanlığı misyonu da ab konsey ülkelerine düşüyor.

    bazı reformlar yapıldı değil mi bu ülkede? 2002'den 2005'e kadar. bunlar niye yapıldı? bu coğrafyada yaşayan insanlar için mi? asla değil. çobanlar istediği için. zaten herhangi bir çoban sıkıştırması\göt sıkışması olmasa yapılmazdı bu reformlar. liberaller umutlandı, ab'ye sıcak bakanların yüzlerinde güller açtı. ancak bu çoban diyalektiğini gözardı etmişlerdi. adamlar bizim çobanları bir ara kendi haline bıraktı. reformlar askıya alındı, iç çekişmeler yükseldi, türbandı, ergenekondu ülke birbirine girdi. kapatma davası geldi ardından. birden büyük çobanları yine hatırladı yerel çobanlar. bizim çobanlarımız, çobanlarına sığındılar tekrar.

    çobanlık bu derece önemli bir konumda iken en çok aşağılanan, bir türlü saygı görmeyen bir meslek olması da ironik haliyle. yarım akıllı aysun kayacı bile çobana çatıyor. gerizekalılığın lüzumu yok! bu memlekette çobanlar en yüksek yöneticilerdir. senin maaşını aldığın medya patronu da senin gibilerin çobanı işte. bir cumhurbaşkanı, bir sanatçı\oyuncu\manken, milletvekili, eczacı, doktor, diş hekimi, gazeteci, orospu, aşçı yamağı, dış işleri bakanı, başbakan olabilirsiniz ama çoban olamazsınız. kolay değildir. çobanları ihmal edilmiş bir toplumun aort damarı tahrip edilmiş demektir.
    5 ...
  2. ?.
  3. ?.
  4. Bazıları böyle bir ülkede tek dakika durmaz.(bkz: Orasını burasını açıp köylüyle benim oyum bir mi diyen zihniyet)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük