bazı yerleri benim açımdan askıda kaldı ama verdiği mesajlarıyla özellikle de replikleriyle çok sağlam film.
vaçovski biraderlerin sıradan insanlardan kurtarıcı-kahraman yapma huyu devam etmiş. tom hanks döktürmüş.
hasılı iyi film, ikincisi gelir zaar.
bir de bu film sayesinde "sade sinemayı" daha çok sevdiğimi fark ettim. böyle alternatif 5-6 filmi iç içe geçirmeler, bir oraya bir oraya geçmeler bana göre değil sanırım. sadece o asyalı hikayesi ele alınsa iddia edildiği gibi "kült" olabilirmiş belki ama bu haliyle imdb'de "maymunlar cehennemi"ne verdiğim puandan fazlasını alamadı benden.
neyse, alternatif sinema sevenlerin keyif alabileceği türden bir film. iyi seyirler dilerim!
imdb'den aldığı 8.3'ün düşük bile olduğu film. 6 farklı hikayenin tamamında tutarlı bir olay örgüsü var, hepsinde simgesel rol üstlenen temel karakterler var, hepsinde düzen tarafından baskı altına alınan bir haktan ve birçok şeyden bahşedilmiş, dünyanın gidişatına dair bir fikir verme mevcut, sayısız mesaj var. neresine kadar takip edebildiysen oraya kadarından bile yeterli mesajlar çıkarman mümkün. aşama kaydettiğin her an farklı bir sonuca varıyorsun.
şöyle düşünün;
karşınızda duran perde, beyninizi ellerine alıyor, 3 saat boyunca bir güzel oynuyor ve sonunda geri koyuyor. filmden çıkarken o etkiyi yaşıyorsunuz.
fakat şöyle tipler de var ki;
hiç beyinleri olmadığı için perde onları salondan ilk 1 saat içinde kovuyor.
not: ilginç muhabbetler dönüyor açıkcası yoruma dayalı haraket edilmesine bu film için karşıyım. bu filmde algı kişiden kişiye değişiyor.
önce şunu söyleyeyim film bir bok a benzemiyor ama gidin. filmden çıkan bir çok kişi kral çıplakdaki krala çıplak olduğunu söyleyememesi gibi entel dantel görünmek için aaa süper derseler şaşırmayın.
he neden mi gidin dedim. zira pazartesi , perşembe gençturkcell tarifesi ile 2 kişiye tek bilet alıyosunuz da ondan.
film kısaca tarihin her döneminde kötüler ve iyiler olduğunu ve sömürgeci insanların olduğunu gösteriyor. ama konuları birbirine hiç bağlayamamışlar. bir matrix havası yakalamak için çok bekliyorsunuz ama avunuzu yalarsınız.
ha bu arada bu filmi izleyen ister 100, ister 1000 kişi çevirin bu filmden ne anladığını, karakterlerin birbiri ile nasıl bağlantılı olduğunu anlatsın, buna bu filmi yazan senarist dahil elini değil kıçını öperim amk spor gazetesi.
en iyi kurgu dalında heykelcik alacak gibi duruyor. Anafikir ise insan kendini yenilese bile bir önceki hayatına değen noktaları vardır reenkarne olayına güzel bir bakış. Hoş bir film.
emek var, para var yuz milyon dolar harcanmis, oyuncular var, ancak anafikir yok, lostun film yapilmis hali 6 hikayeyi pur dikkat 3saate yakin izleteceksin sonunda hic bir sey vermemis olacak. zaten seyirci de cikarken çıt çikarmiyordu, hani bir tartisirlar, vay amk bruce wills oluymus derler, ayyy cocuk cok tatliydi derler, ama film bitti ve merdivenlerden inene kadar kimsenin agzini bicak acmadi.
film'de matrix'te olduğu gibi yine bir sisteme başkaldırı hakim. zenci ve ewing köleliğe karşı, robert frobisher elit kesimin koyduğu tabulara karşı
ve en önemlisi somni-451 ise sistemin köleleştirmesine karşı.
--spoiler--
bence ana hikaye somni-451 ile anlatılan hikayeydi. alttan alta vermeye çalıştığı mesaj birine birşey vaat ederseniz ona ulaşma umuduysa herşeyi yaptırabilirsiniz. somni gibi emekçi üretilmişler belli bir zaman sonra onlarda 10 yıldız alınca * cennete gitme merasimi yapılıyor fakat filmin sonunda anlaşılıyor ki öldürüp, sabun yapılıyorlarmuş. sonunda cenneti vaat ediyorlar, ama ya cennet yoksa?
--spoiler--
sinemada izlenmesini tavsiye ettiğim son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden.
birbirinden farklı 6 hikayeyi akıcı bir şekilde anlatmayı başarmışlar. roman gibi uzun olsa (2s 45d) sürekli akıcılığı hikaye okuyormuş hissi yaratıyor.
hikayelerin örgüsü o kadar iyi ki film sürekli daldan dala hikayeden hikayeye atlasa da bağlantıları kaçırmıyorsunuz ve aklınızda hikayeleri birleştirebiliyorsunuz.
tabi bunun için ortalama bir zekanın yeterli olacağı kanaatindeyim.
--spoiler--
1850'li yıllarda köleliğe karşı tavrını bir siyah köleye destek olarak gösteren Amerika'lı noter Adam Ewing; 1930'lu yıllarda yanında çalıştığı ünlü besteci Ayrs'ın, yeni eserini kendine mal etmesine karşı koyan genç müzisyen Robert Frobisher; 1970'li yıllarda Kaliforniya'daki bir nükleer santral hakkındaki gerçeği enerji şirketlerinin tehditlerine rağmen ortaya çıkarmaya çalışan gazeteci Luisa Rey; kapatıldığı huzurevinden kaçmaya çabalayan yayıncı Timothy Cavendish; gelecek zamanda Kore'de android köleler arasından ayrılıp özgürlüğü arayan garson Sonmi451 ve uygarlığın sona ermeye yüz tuttuğu uzak gelecekte tüm inançlarını ve korkularını geride bırakarak sarp dağların tepesindeki teleskoptan son bir umutla gökyüzüne mesaj yollanmasına yardımcı olan Zachary.
--spoiler--
senaryosu incelikle yazılmış, olayların örgü gibi işlenmiş olduğu film. ancak karışık yapısına rağmen biraz sığ kalmış, derine inememiş. evet yapılabilecek çıkarımlar, karşılaştırmalar var ama biraz basit kalmış sanki. çekik kızımızın söyledikleri, yaptıkları daha güçlü işlenmeliydi belki(ki bunu çok efsane bir kaç sahnesi olmasına rağmen söylüyorum hakkını yemeyelim). ama bu tarz çok karakterli filmlerin en büyük sıkıntısı bu zaten, izleyici birisiyle tam anlamda özdeşleşip duygu yoğunluğu yaşayamıyor.
gerektiginden uzun olmasi hasebiyle konulara olan ilginin azalip ne zaman bitecek bu film kivamina geliyor sona dogru. hikayelerin sonlarinin filmin basinda izleyiciye goz kirpmasi ilginc bir merak uyandirsada filmin basinda ki heyecani korumaya yetmemistir.
isterse dünyanın en güzel filmi olsun 2,5 saati geçen bir film ne kadar iyi olabilir ki ? Wachowski kardeşlere güvenip gittik ama bu kadar uzun olması insanı filmden koparıp atıyor. izleyenlerin yüzde doksanı da hiçbir şey anlamıyor zaten ama bir yandan da bu kadar uzun bir film muhakkak derin bir şeylerden bahsediyordur deyip izlemeye devam ediyor. bir matrix asla değil! tavsiyem şudur asla bu filmi sinemada izlemeyin dvd bekleyin ve uykusuz iyi bir kafayla vaktinizi ayırın belki o zaman hayran bile kalırsınız. birde filmin izlenip izlenilmemesini imdb den aldığı oya göre belirleyenler ne güzel filmleri kaçırıp ne boktan filmleri izlemeye mahkum oluyor yazık.
bu gece seansından cikip ayagimin tozuyla birseyler yazmak istedim.
--spoiler--
film 4 farkli zaman ve mekanda anlatildigindan oncelikle ne oldugunu anlayamiyorsunuz. hele ki ilk yariya kadar (1.5 saat) acaba bunlar arasinda nasil bir iliski kuracak diye dikkatlice izliyorsunuz. film bitince tamamen olmasada puzzle oturmaya basliyor.
anlatmadan gecemiyecegim bir kac nokta var. biri mesela o iftihara girme sahnesi. abicim sen gel bilmem kac yil hizmet et onurlu ve yasam dolu bi yere varacam diye sonra gelsinler pat diye kafa basasagi. acaba ilerki yillarda da kapitalizm boyle bir kiliga mi burunecek. calisanlarin Boynunda bir tasma ihanet ettiginde fisine cekecekler. falan.offf cok uzuldum harbi hallerine. goruntu anlaminda ise o yeni ve eski seul. o ne guzel bir mimari ve teknoloji gelisimidir. bu tar goruntuler serefsizim teknolojiden beklentimi yukseltiyor.
--spoiler--
son olarak gitmeyenler varsa gidip gorsun, ben bir iktisatci olarak filmdeki 4 farkli zaman dilimindeki ekonomik sistemlere odaklandim ama sizde baska seye odaklanin.sanirim algida secicilik bu olsa gerek.
Cloud Atlas, eh işte fena değildi. Hugo Weaving seviyom seni. Halle Berry hiç sevemedim seni. birde filmin adını izninizle "devrim aşkına!" olarak değiştiriyorum. zira mesajlardan başım döndü.