bilmiyorum sadece ben mi film boyu masonik simgelerle karşılaştım, metinlerde bunu ima etmeye çalıştıklarını düşündüm fakat bu beni ciddi anlamda rahatsız etti. arka planda duran tablodan, yer yer karşımıza gelen piramitlere kadar çok değişik simgeler vardı filmde. metin kısmında da sisteme karşı durmanın arkasına sığınarak ilerleme gayesi sezdim.
ya ben paranoyağım ya da filmde olmaması gereken çok şey var. pulp fiction'a da benzettim kullanılan teknikler açısından.
bir de bu film sayesinde "sade sinemayı" daha çok sevdiğimi fark ettim. böyle alternatif 5-6 filmi iç içe geçirmeler, bir oraya bir oraya geçmeler bana göre değil sanırım. sadece o asyalı hikayesi ele alınsa iddia edildiği gibi "kült" olabilirmiş belki ama bu haliyle imdb'de "maymunlar cehennemi"ne verdiğim puandan fazlasını alamadı benden.
neyse, alternatif sinema sevenlerin keyif alabileceği türden bir film. iyi seyirler dilerim!
"gerçek bir intihar, ağır ve disiplinli bir kesinliktir..insanlar ahkam kesip, 'intihar korkakların işidir' der. bu kesinlikle doğru değil. intihar, muazzam bir cesaret gerektirir."
ilk başlarda bayar gibi olsa da sonradan akıp giden filmdir.
Karakterler arasında bağıntılar kurmaya çalışmak yerine karakterleri kendi içinde değerlendirmek gerekir.
şu an zihinsel olarak üzerimden geçen wachowski kardeşler başyapıtı. evet film uzun ve ciddi anlamda çetrefilliydi, ama içerisinde öyle güzel diyalogları ve sahneleri barındırıyordu ki hiç sıkılmadan durdura durdura hazmede hazmede izlemeye çalıştım.
film hakkındaki eleştirilerden okuduğum kadarıyla şöyle bir ana fikir çıkıyor ortaya: "tanrım bu kitabı bile filme aktarabildiyseler olası tüm kitaptan uyarlanacak filmler mümkün."
filme anlaşılmaz çok karmaşık gibi eleştirileri anlayabiliyorum zira ben de artı 20 dakika kadar durdurarak izledim burası açık ama filmin kendisine laf etmek başarısız, çöp gibi yorumlarda bulunmak bilemiyorum ne kadar mantıklı.
değişik zaman(1849, 1936, 1973, 2012, 2144 ve 2346) ve değişik mekanlarda(Güney pasifik okyanusu, cambridge, edinburgh, san francisco, neo seoul) sanırım birbiriyle bağımlı olayların yer aldığı mükemmel, harika ve postmodern bir kitaptan uyarlama film. kitabı da müthiştir hiç şüphem yok ama onu okumak inanılmaz berrak bir zihin ve uygun bir zaman ister şimdi değil.
robert frobisher: i believe there is a another world waiting for us, sixsmith. a better world. and i'll be waiting for you there.
haskell moore: there is a natural order to this world, and those who try to upend it do not fare well. this movement will never survive, if you join them you and your entire family will be shunned. at best you will exist at pariah to be spat at and beaten, at worse to be lynched or crucified. and for what, for what, no matter what you do it will never amount to anything more than a single drop in a limitless ocean.
adam ewing: what is an ocean but a multitude of drops?
sonmi-451: our lives are not our own. from womb to tomb, we are bound to others. past and present. and by each crime and every kindness, we birth our future.
robert frobisher: a true suicide is a paced, disciplined certainty. people pontificate "suicide is shelfisness," while career churchmen like pater call it a coward's act typically because they lack the necessary suffering to sympathise. couldn't be further from the truth; suicide takes tremendous courage.
archivist: what if no one believes you?
sonmi-451: someone already does.
--spoiler--
1850'li yıllarda köleliğe karşı tavrını bir siyah köleye destek olarak gösteren Amerika'lı noter Adam Ewing; 1930'lu yıllarda yanında çalıştığı ünlü besteci Ayrs'ın, yeni eserini kendine mal etmesine karşı koyan genç müzisyen Robert Frobisher; 1970'li yıllarda Kaliforniya'daki bir nükleer santral hakkındaki gerçeği enerji şirketlerinin tehditlerine rağmen ortaya çıkarmaya çalışan gazeteci Luisa Rey; kapatıldığı huzurevinden kaçmaya çabalayan yayıncı Timothy Cavendish; gelecek zamanda Kore'de android köleler arasından ayrılıp özgürlüğü arayan garson Sonmi451 ve uygarlığın sona ermeye yüz tuttuğu uzak gelecekte tüm inançlarını ve korkularını geride bırakarak sarp dağların tepesindeki teleskoptan son bir umutla gökyüzüne mesaj yollanmasına yardımcı olan Zachary.
--spoiler--
arkadaş kime izletsem ne anlatıyor la bu, bi sikim anlamadım dediği film, hayır konusu, fikri üç beş cümleyle toplanacak gibi de değil, he haklısın diyor geçiyorum.