kim ne yorum yaparsa yapsın, bittikten sonra insanı oturduğu yerde, hayata dair bazı şeyleri sorgulamadan bırakmayan filmdir.
bazı filmler vardır, kurgu, oyunculuk, senaryo herşey süperdir. ama film bittikten sonra gerçek hayata döndüğünüzde, güzel filmdi dersiniz hayatınıza devam edersiniz.
bazı filmler vardır, dört dörtlük değildir. görsellik, oyunculuk, kurgu içinize sinmez. ama film bittikten sonra hayatınızı sorgularsınız. size bir şey katmıştır.
ikinci seçeneği tercih ediyorsanız bu filmi izleyin.
öncelikle beğenmediğim ama bunun yanı sıra üzerinde konuşmaya değer olduğunu düşündüğüm bir filmdir.
*****
yorumlardan genel olarak "hocam zenci dedin hayvanlı çıktı" tarzı forum geyiklerine benzer bir şaşkınlık seziyorum.
itiraf edeyim ki ben de bir komedi filmi beklerken didaktik bir dramayla afallatılacağımı beklemiyordum.
bunun yanında filmin bu kadar kötü, senaryo fikrinin de bu kadar iyi olacağını da tahmin etmemiştim.
hatta olayın çekirdeğine ininceye kadar geçen sürede "kapat bsplayer'ı da football manager'a akalım" teklifiyle kendimi kandırmak üzereydim.
filmi izlemeye devam etme konusunda beni ikna eden tek şeyse kate backinsale'di.
--spoiler--
ancak otomatik pilot zamazingosu başlayınca bir "kariyer köleliği" eleştirisi ile karşı karşıya kaldığımı anlayarak kendime geldim.
--spoiler--
bana bu tip mesajlar veren (ve aslen kapitalizmin atar damarında çekilmiş olan) hollywood filmleri ne kadar riyakar gelse de click'in kariyer konusunda emekleme aşamasındaki bendenize bir hayat muhasebesi yapma fırsatı vermiş olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
--spoiler--
film bana/bize, otomatik pilota alınmayla birlikte kariyer köleliğinin fırsat maliyetini hesap dışı bırakmış olacağımızı ve maalesef bunu iş işten geçtikten sonra anlayacağımızı gösteriyor.
--spoiler--
bir filmden ve hatta böyle "kötü" bir filmden kapsamlı yaşam felsefesi çıkarmak istemem, ayrıca huyum da değildir, ama burada biraz derine bakmak gerekiyor sanırım.
--spoiler--
michael: şeyim yaşlandıkça büyüdü sadece bilmenizi istedim.
anne: daha küçülemezdi zaten.
baba: ufak bir şekere benziyordu.
michael: eveeet.gelin de nefesinizi açayım.
--spoiler--
komedi ve trajik öğelerin Birarada kullanıldığı filmlere karşı her zaman antipati Beslediğimden Beğenmediğim film. arkadaşım, Bir film ya komedi filmidir ya da dram filmidir. sen, filme, komedi filmi yazıp aralarda komediden çok dram örnekleri verirsen sinemaya gülmek için giden adamın hakkını yemiş olursun. artısı, film komik de olamıyor, köpek ve oyuncak ördeğin sevişme sahnesi hariç. Başlarda ve film arasında 'sıkıldım ulan' dediğimi hatırlıyorum. felsefeyi aktarım tarzı da çok çocukça olmuş doğrusu. Bir de yanılmıyorsam, filmin nasıl sonlandırılacağı konusu Bayağı tartışılmış. çünkü, film Bitti derken Bitmiyor, Bitmiyor derken Bitiyor. ama Ben hiç anlamıyor neden. vasat film ulan.
ben mi fazla sinirlerim bozuk diye ağladım, yoksa film mi ağlatıyordu cidden... karar veremedim. click adam sandler filmlerinden pek haz etmeyen bir bünyeden bile şakır şakır gözyaşı ifrazatına neden olabiliyor. komik bir film değil, yani birkaç sahne dışında güldüğümü hatırlamıyorum. ancak filmin sonlarına doğru hüngür şakır ağladım. üstelik sonunu tahmin ede ede... ya bir film de kötü sonla bitsin kardeşim. hep aynı klişe. bu arada bir katil uşak demediğim kaldı. neyse izlenip görülmesi gerekiyor.
gulduruken dusunduren degil de, guldururken aglatmayı basaran ender filmlerden biri oldugunu düsündügüm film. eger basarısız bi cumartesi randevusundan donduyseniz, ve gercekten yalnız hissediyosanız mutlaka izleyin, adam sandler veya kate beckinsale den biri olursunuz, mutlu olursunuz ya. *
ilk 50 öpücük gibi sandler filmleriyle kıyaslandığında vasatın altında bir film (kıyaslamadığımızda vasat) daha ilk kareden son kareyi tahmin etmek çok kolay eğlendirmek bir yana kasvetle kavuran paraya acımasam ne işim var burdalık bir film. kate beckinsale in güzelliğine diyecek yoktur elbette.
dolores'in yaşlandığı gördüğümde gözümden yaş aktı. "sikeyim böyle filmi, dolores nasıl yaşlanır lan." dedim. dolores'in ve adam sandlar'ın yaşlanmış hali fena değildi de kate beckinsale' in makyajı maymunlar cehennim'in deki kadına benzemiş. götüme benzemiş kate beckinsale. hayır makyajda yüz geriltilir de bunlar bokunu çıkarmış. burun 180 derece nasıl döner abi (tamam lan abarttım biraz)? kanımca filmin en vurucu 2 tane sahnesi vardır. 1. adam sandlar'ın kumandaya basıp kate dondurup ilk tanıştığı güne gitmesi. barda the cranberries çalıp peçeteye "sabah kalktığımda hala seni seviyor olucağım" yazması. bir diğeri de en son sahne de adam sandler'in kate beckinsale'in yeni sevgilisine orta parmağını göstermesi. bak 2 sahne dedim ama yazarken aklıma bir güzel sahnesi daha geldi. dolores'in düğünde linger'ı söylemesi. sonuç olarak fena bir film değil. güzel bir komedi, aşk filmi olarak arşive katılması gerekir.
"oğlum adam sandler varsa kesin çok komiktir" diye düşündükten sonra izlemeye başlayıp da sonunda gözyaşlarına boğulma ihtimaliniz oldukça fazla olan film.
zeki kayahan coşkun'un tavsiyesi üzerine izlediğim film. ''bir komedi filmi olmasının arkasında hayatın anlamını sorgulatan bir film'' demişti. ancak ben filmin komedi yönünü daha fazla beğendim.
evet, aslında ne kadar şanslı olduğunuzu anlatmak gibi bir fikri var ama aynı zamanda komik de. ya da herkes gibi benim de izlemeden önceki beklentilerim çok düşüktü de o yüzden beğendim. spoiler
bir kumanda ile istediği her şeyi yapabilen bir adamın hikayesi ne kadar ilginç gelebilir ki. tabii ki basit bir komedidir diye beklentimizi düşürüyoruz. ve film bitince basit bir komedi değilmiş diyoruz. spoiler
adam sandler'in oynadığı fakat gülmeyi çok beklememeniz gereken bir komedi filmdir. banyo malzemeleri satan bir yere gidip, evrensel kumanda araması gerçekten saçmadır. heleki bunu bir mimar yapıyorsa daha saçmadır. hangi mimar havlu nevresim satılan bir yerde elektronik alet ararki sorusunu akla getirir. ayrıca yaşadıklarının bir rüya olduğunu filmin sonunda anlayabiliyoruz. hayatın her anının önemli olduğunu ve iş yüzünden aileyi özel hayatı ihmal etmemek gerektiğini hatırlatan ve ders veren bir komedidir. yeri geldiğinde ağlatır fakat çok başarılı bir yapım değildir. özellikle liposuction yapılan bir insanın göbeği dil gibi sallanmaz, bunu ancak işini bilmeyen bir doktor yapabilir. zengin bir adamında işini bilmeyen bir doktora gideceğini sanmıyorum, ayrıca liposuction yaparken hiç mi geri kalan deriyi kesmek akıllarına gelmemişte orası kol kadar sallanabilen bir hal almıştır. yada sadece yağı çekip bırakmışlar mıdır gerçekten saçmadır.