Cocuklugumuzda travma gecirten cizgi filmlerden biridir. Ondan sonra soruyorlar neden korku filmlerini seviyorsun diye. Olsa da yine izlesek su cizgi filmi yine.
Currently, we do not need money and as so we do not accept money donation. If you like our software and want to help us, you can support us and spread the word.
yazmışlar. sonuna da
But if you still want to spend some money to make us happy, you can make a donation to one of these charity organizations we like and let us know:
eklemişler.
özetle: paraya ihtiyacımız yok ama illa ki maddiyatla bizi mutlu edecekseniz, bize değil de dünyayı güzelleştirici vakıflara bağış yapın demişler. bunlardan birisi de açlığa karşı eylem vakfıdır.
açık kaynak neden sevilir sorusunun cevabıdır arkadaşlar.
50 states, 50 lines, 50 crying all the times.
50 boys, 50 lies, 50 I'm gonna change my minds.
So I changed my mind, I changed my mind.
Now I'm feeling different.
We were young, we were young, we were young we didn't care.
Is it gone? Is it gone? Is it floating in the air?
Changed my mind, I changed my mind, now I'm feeling different.
All that time, wasted.
I wish I was a little more delicate.
I wish my, I wish my, I wish my, I wish my, I wish my name was Clementine.
şu anda trt'de arşivinde tanıtımı yapılan çizgi filmdir. tüylerim diken diken oldu şerefsizim. biraz geyik, biraz da benden öncekilerin tekrarı gibi olacak ama bir neslin psikopat olmasınında çok büyük etkisi vardır. fransız yapımı bir çizgi filmmiş bunu öğrenince aklıma bir soru geldi acaba Nicolas Sarkozy'de bu filmi seyretmiş midir. psikopatlığının arkasında bu çizgi filmin etkisi var mıdır, kimbilir?
90larda doğduğum için izleyemediğim çizgi film, almanca mandalina, eternal sunshine of the spotless mind filminde kate winslet'ın canlandırdığı karakter, uludağ sözlük 1. nesil 6 yıl önce entry girmeyi bırakmış yazar.
malmoth' adında alev alev bir adamın her defasında ters köşeye yattığı, yayınlandığı dönemin çocuklarının hakkında pek hayırlı konuşmadığı fransız yapımı çizgi film. youtube' üzerinden izlenebilir. neler çekti bizim nesil bundan.
aradan neredeyse 20 yıl geçti. arada nostalji olsun diye youtube'de açıp jenerik izlemece yapıyorum. clementine diye başlar başlamaz diken diken oluyorum.
30 yaşına geldim hâlâ toparlanamadım. ömrümü yediniz lan!
en sevmediğim çizgi filmdir. Televizyonda clementine çıkınca hemen kendimi dışarı atar arkadaşları çağırırdım. yoksa o buhran dolu çizgi film izlenmez.
bir nesile yapılan kıyım adeta. 10 yaşındaki çocuk bir çizgi filmle neden korkutulur bir türlü anlamadım. sünger bob ile kıyaslandığında etkileri ölümcül düzeydedir.
bizim dönemleri biraz korku içinde büyüttüler hep, o yüzden babamızdan büyüklerimizden, özellikle öğretmenlerimizden korkardık, şimdiki çocukları anlatmama gerek yok zaten... herkesinde dediği gibi o zamanlar nasıl şeyler izlediysek hala etkisinde insanlar, bende müziğini ne zaman duysam 20 sene önceye gidip götüm başım oynamaya başlıyor ufak ürperti geliyor içime...