Çocukken en sevdiğim çizgi film. Şimdi neden tekrar yayınlanmıyor anlamış değilim. Ben küçükken haftasonları bile sabahın erken saatinde kalkarak, çizgi filmlerimi izlemek üzere tv'nin karşısına geçerdim. Artık televizyonda çizgi film kuşağı bile göremiyorum. Herkes digiturk mü almak zorundadır. Olan çizgi filmler de ticari boyutta. 80'lerde 90'larda çizgi film karakterinin kıyafeti asla değişmezdi, konu-ilgi giyime, stile, trende odaklanmazdı, çizgi filmlerde çocuklara yaşama dair manevi değerler öğretilirdi, şimdi sırf tüketim adına çocukların beynine işliyorlar. Gerçi annelerin de geri kalır yanı yok, daha bebekken çocuğa marka giydirmeye başlıyorlar, şirinlik adına yapılan bu tercihler ileride nasıl geri dönecek ailelere merak ediyorum, ben de bir gün anne olduğumda acaba çocuğum arkadaşlarından geri kalmasın mantığıyla sürüye mi uyucam, şimdiden endişe içindeyiim.
Toplantıda sunum yapılmıştır.Toplantı bitince söylemek istediğiniz bişey var mı? diye sorduğumda kuruldaki üyelerinden birinin çizgi filmdeki clementine gibisiniz demesiyle 4-5 saniye salak salak bakmama sebep olmuş çizgi film kahramanıdır kendileri :/
Ubuntu'ya gecerek bircok guzel program kazandim ama aralarinda en cok sevdigin hangisi diye sorsalar hic tereddut etmem clementine derim. Bir programin tek bir kotu yani olmaz mi arkadas.
hatırladıkça ne çok korktuğumu ve bu korkuya rağmen bir tek bölümünü bile kaçırmadan soluksuz izlediğimi düşündüğüm çizgi film.
ama çizgi filmden çok daha fazlasıydı. 7-8 yaşlarındaki çocukların o dönemde bunları izlediğini söylesek bugünün çocukları hatta anne babaları cinnet geçirir herhalde. şimdiki çizgi filmler herşeyden arındırılmış ve herhangi bir ruhu da olmayan çizgi filmler. nesiller geçtikçe neden insanların son derece şiddetten, cinsellikten, şundan bundan arındırılmış şeyler izlemelerine rağmen görmedikleri şiddetin, öfkenin çok daha fazlasını başkalarına gösterebildiklerini merak ediyorum. bizim çocukluğumuzda temel reis safinaz'ı dudaklarından öperdi. şeytanın ne kadar korkunç ve zeki olabileceğini, şeytana uşaklık edenleri bekleyen sonu gözümüzü kırpmadan izlerdik. saflığı, temizliği de görürdük. bunu ayırt edebilirdik. hayal de kurardık, bugünkü çocukların sahip oldukları imkanların neredeyse hiçbirine sahip olmaksızın.
uçabilen uçak maketleri, konuşan bebekler, uzaktan kumandalı arabalar var artık. milyon tane çizgi filme, internete, 100lerce kanallı tvlere sahipler çocuklar. ama hayalleri yok. hayal kurmaktan yoksunlar.
biz uçabileceğimizi düşünürdük, bugünkü çocuklar uçamayacaklarını biliyorlar. bu dünyanın yerleşik kurallarını bilerek büyüyorlar. yerçekimini biliyorlar. süperman'ı görünce h.tir çekiyorlar, biz o dönemde o pelerine ve çizmeye takılıyorduk.
uçamayacağımızı biliyorduk bilmesine ama hayallerimizde uçtuğumuzu görebiliyorduk. "kesin ip var" diyen nesiller var artık. hiçbir şeyi yemeyen, yutmayan ve üç boyutlu filmler izleyen. kemal sunal filmlerini bile sansürlü izleyen, şener şen'in lan kelimesini bile duyamayan.
bir, belki daha fazla neslin böyle kavruk kalmasının müsebbibidir clementine. bugün yayınlansa haberlerde "çocuklarımızı zehirliyorlar, benim oğlan altına yaptı" derler günaşırı.
bazen iyiyi ve kötüyü acımasız bir yoldan anlatman gerekir. filmlerdeki gerçekçiliğe yakın bir gerçeklikle. kötünün cezalandırıldığı, kötünün değirmenine su taşıyanların er geç belalarını bulduklarını ve saf iyiliği çıplaklıkla anlatan bir çizgi filmdir clementine. belki olduğu gibi değil ama olana en yakın, en yalın haliyle.
belki de insanları düşündüren, sorgulatan şeyler hep heyecan duymak, sevinmek ya da korkmakla başladığı için bu kadar iz bırakmıştır o nesillerde. afedersiniz ama osuruğa gülünmezdi o yıllarda. recep ivedikler yine hep vardı, ama o yıllar; belki yakın geçmişin kötü izlerini taşıyan o nesillerde hep bir şekerin tuzlu tadı etkisi yaratırdı.
bizim dönemleri biraz korku içinde büyüttüler hep, o yüzden babamızdan büyüklerimizden, özellikle öğretmenlerimizden korkardık, şimdiki çocukları anlatmama gerek yok zaten... herkesinde dediği gibi o zamanlar nasıl şeyler izlediysek hala etkisinde insanlar, bende müziğini ne zaman duysam 20 sene önceye gidip götüm başım oynamaya başlıyor ufak ürperti geliyor içime...
bir nesile yapılan kıyım adeta. 10 yaşındaki çocuk bir çizgi filmle neden korkutulur bir türlü anlamadım. sünger bob ile kıyaslandığında etkileri ölümcül düzeydedir.
en sevmediğim çizgi filmdir. Televizyonda clementine çıkınca hemen kendimi dışarı atar arkadaşları çağırırdım. yoksa o buhran dolu çizgi film izlenmez.
aradan neredeyse 20 yıl geçti. arada nostalji olsun diye youtube'de açıp jenerik izlemece yapıyorum. clementine diye başlar başlamaz diken diken oluyorum.
30 yaşına geldim hâlâ toparlanamadım. ömrümü yediniz lan!
malmoth' adında alev alev bir adamın her defasında ters köşeye yattığı, yayınlandığı dönemin çocuklarının hakkında pek hayırlı konuşmadığı fransız yapımı çizgi film. youtube' üzerinden izlenebilir. neler çekti bizim nesil bundan.
90larda doğduğum için izleyemediğim çizgi film, almanca mandalina, eternal sunshine of the spotless mind filminde kate winslet'ın canlandırdığı karakter, uludağ sözlük 1. nesil 6 yıl önce entry girmeyi bırakmış yazar.