cocukken annemlerin eskiden calıstığı köye gittiğimizde nefise ninenin civcivlerinin üstüne yanlıslıkla oturup , sonucunda meydana gelen eylem. Allah'tan çanak çömlek patlamamış civcivin gagalarıyla.
binlerce civciv arasında yer görünmezken dahi beceremediğim eylem. bazıları ise her adımda 2-3 tane ezebiliyor. binlerce civcivi öldüren tanıdığım insanlar da var. öldürme yöntemleri değişkenlik gösteriyor. dağa götürüp bırakarak, dağda boya kazanında toz boyayı eritip kaynattıktan sonra zaten üşümekte olan civcivlerin üzerine soğutulan boyaları döküp boyayarak, belediye çöplüğüne götürüp bırakarak, büyükçe bir çöp poşetine binlerce civcivi kutulardan boşaltarak birbirleri tarafından ezilmesini sağlayarak, et-kemik veya balık unu fabrikalarında canlı canlı rendeden geçirerek, aç bırakıp soğukta bekleterek( bu yöntemle ölmeleri biraz uzun sürüyor. yaklaşık 7. günden sonra ölmeye başlıyorlar)... bende öldürdüm ama 500'ü geçmemiştir. kafalarını bükerek öldürmek daha insaflı geliyor. bazı arkadaşlar makasla kesiyorlar ama her yer kan oluyor.
şehirde büyümüş bir çok çocuğun evde civciv besleme heveslisi olmasıyla alakalıdır. dikkat ettiyseniz civciv diyorum, çünkü bir çoğu bırak tavuk/horozu, piliç olamadan ölmüştür. zaten bu civciv beslemenin tüm evreleri bir paradokstur.
+ anneee! civciv öldü.
- hadi ya, biraz daha dayansaydı kesip yerdik..
+ nası ya?
işte çocuk zaten burada afallamaya başlıyor. "yoksa o belgeseller gerçek mi lan?" sorularını kendi kendine sormaya başlıyor. sözün özü, bu civciv meraklısı çocukların bir çoğu civcivleri ezerek öldürmüştür. metal müziğin icadı da tam o zamana denk gelir.*
bu ölen civcivlerin bir çok hazin hikayesi vardır aslında. benim için en yaratıcı olanı; tek tek havaya atıp, uçmayanlarını boğmaktır. işin garibi o çocuk şimdi polis memuru anasını satayım.* çocuk işte..
aslında diyeceğim şudur ki, ozzy osbourne'de çocuk oldu lan!*
babaanne torununa hediye almak ister. torun olacak bünye(ben) "civcivciv" diye ağlamaya başlar ve babaanne o savunmasız, sempatik (sonradan sempatik geldiler) 10 tane civcivi toruna alır...olaylar işte tam burda başlar.
iktidarsiz jigolo küçücük kutuda zıplayarak yer tutmaya çalışan civcivleri oklava darbeleriyle ezer.
içeri anne girer:
anne: ne yaptın sen oğlum böyle? ij: anneaa kavga ediyolaarr bende kızdım onlayaa
anne: iyi halt ettin!
yazarın notu: utanmaktayım ama 5 yaşında utanma kavramından haberim yoktu.
minicik sari kuslarin, civili botlarlan parcalanmasidir. hayir zaten bi boka benzemeyen kuslardan nefret ederim, bari ezdigime deysin kan fiskirsin etrafa. ama nerde, iki kasa civcivden anca bi cay bardagi kadar cikiyor. *
25 yıldır duyduğum şehir efsanesidir. Büyük ve ishalli bir göt tarafından uydurulmuştur. Buna inanan binlerce de salak vardır.
GEnelde olay şu şekilde anlatılır;
-Hacı biliyonmu ozzy osbourne sahnede çivili ayakkabılarla ( bu detay çok önemlidir ayakkabı muhakkak çivili olacak, kösele, lastik taban gibi malzemeden mamul ayakkabı kabul değildir. ) civcivleri eziyormuş.
- yapma yaaaaavv, nerden biliyorsun, konser videosunu mu seyrettin.
- Yok bizim hala oğlunun, eniştesinin, bacanağının bi arkadaşı görmüş videoda O söylemiş. Anam avradım olsun diyede yemin etmiş.
- ıyhhhhhhh, hemen gidelim 1-2 metalci dövelim o zaman, vahşi herifler.
Diyalog hep bu şekildedir. Civciv ezildiğini idda eden gavat hiç bir zaman kendisi görmemiştir bu sahneyi, hep falancanın filancası seyretmiştir.
vahşetin üst noktasıdır. zevk için civciv ezmekle, beslenmeyi karıştırmak da ayrı bir sanat zannımca. ''çiçeği koru, marul yeme.'' penguenler kutuplarda üşümesin.
babamla geçen bir diyalog.
+oğlum yazık la civcivleri eziyolar.
-baba yumurtayı yiyosun ama hemde onlar daha doğmamış.
+oğlum yediğim yumurtalar döllenmemiş zaten bir canlı olmayacak adı üstünde yumurta. döllenmiş yumurta yenmez.
-bilemedim baba. *
üzülebilinicek tek noktası, biz insanların iki üç kentucky fried chicken butundan mahrum kalmaları olan olaydır. her saniye kaç civciv ölüyor, sırf tatlı görünüyorlar diye pek de zeki olmayan bu hayvanların iki üç tanesinin sahnede, okulda, evde, iş yerinde ezilmesinde sakınca görmüyorum. ezmeyin diyorsanız, yemeyin de.