mimar sinan kafadar tarafından tasarlanan, 125 milyon dolara mal olmuş nişantaşının yeni ve lüks alışveriş merkezi. aralıkta açılışı yapılacak.
Burasının bir Exclusive floor'u vardır ki, lüksten geçilmeyeceği izlenimi uyandırmaktadır. Sinemalarında ferrari koltukları * varmış, hesap edin bilet fiyatını.
demem o ki bu mekan Adeta para gömmek için yaratılmış. bu katta it s joke, incontro pastarito, le entricote, celadon, venge, grey ve climantine gibi restauranlar, davidoff cafe, harvard cafe, gloria jeans gibi kafeler, suinn sushi, cantina mariachi, yummy food bar, özsüt exclusive, gibi food hall'lar vardır.
binanın sağ tarafını fashion tvye endekslemiş ve dev televizyon ekranıyla yılbaşında nişantaşı nın süslemeleriyle bütünleşmiş. ülkemizde bulunan paris hiltonlarımızın her türlü kıyafet ihtiyaçlarını pardon marka ihtiyaçlarını giderebilecek alış veriş merkezi.
avrupa nın en büyük dış cephe bilmemnesine sahipmiş. 16m uzunluğunda işte şu kadar metre genişliğinde. ya kardeşim senin ülkende insanlar açlık sınırının altında maaş alıyorla; ay sonunu zor getiriyorlar. sen kalkmış haber bültenlerinde bunları yayınlattırıp çok büyük marifetmiş, kazanımmış gibi gösteriyorsun. ayıptır, yazıktır. bunca ac insanımız varken böyle yerleri gösterip nereye varılmaya çalışılıyor acaba(!)
Rumeli caddesine cikmak icin hergun arka kapısından girip on kapısından cıktıgım alısveris merkezidir.Eskiden taaa isik lisesininin orda dolanmam gerekiyodu.Hay elinize saglık benim icin 150 milyon dolara sokaga kapi yaptiniz.Gerci eskiden sigara almaya daha rahat pijamalarla cikiyordum simdi 2 saat hazırlanmak zorunda kalıyosun ister istemez.
apartmandan farkı olmayan alışveriş merkezi. ufacık bir alana inşa edildiği için çok katlı yapılmış ancak bu sefer de katlar çok ufak kalmış. dükkanlar ufacık her yer ufacık. ancak yine de bir marka olacak çünkü sağlam yere dükkan açmıştır. nişantaşı değilde herhangi bir semte açılmış olsaydı en kötü alışveriş merkezi seçilebilirdi.
öte yandan sürekli fashion tv gösteren dış cephesi sayesinde yoğun trafikte canı sıkılanlara görsel ziyafet veriyor olması kendisini bir nebze sevilebilir kılıyor.
(bkz: ye kürküm ye alışveriş merkezi) bazı restaurantlar ve gece klubleri misali kılığı kıyafeti düzgün olmayan kişi/lerin alınmadığı söylenmekte. insanlar arasındaki ayrımın parlak(!) çizgisini yansıtmakta!
gülaylar altın'ın sahipleri tarafından açılmış gerçekten kötü bir alışveriş merkezi. ilk zamanlar tuvaletleri bile para ile olan bu yer artık çoğu insanlar tarafından tercih edilmemekte. haftasonları otopark ücretsiz oldu artık ama ilk izlenim malesef kötüydü. içerisinde yer alan sinemanın koltukları ferrarri koltuğu ya da aynı konfor'da olması ise komik bir durum. istinye park artık nişantaşı insanını çeken tek yer. city s bu işi başaramadı gibi geldi.
Bir iş görüşmesi için gitmiştim. Biraz erken gitmişim. Bare bir lavaboya gideyim dedim. Girdim içeri. Her pisuvarın üstünde ekran vardı ve fashion tv gösteriliyordu. Koptuğum an o andı işte. Hatta videoya bile çekmiştim:
29.12.2011 Perşembe günü Nişantaşı' nda dahil olduğum toplantımdan çıkınca vakit geçirmek için Citys AVM' ye gitmeyi düşündüm ve yürürken köşedeki ekranlarda dönen filmler dikkatimi çekti. Bir Mission Impossible takipçisi olarak burada oynadığını görünce sevinerek hemen yukarı koştum. Dizayn, teknolojik unsurlar, genel kurgu oldukça güzeldi... Ama her ne yatırım yapılırsa yapılsın; olaya Türk eli değince dün gördüğüm manzara ortaya çıkıyor ve ben buna çok üzülüyorum! Arızalanacak ve yapamayacaksan neden koyarsın gişe arkasına son sistem ekranları? Zira cadde seviyesindeki ekranlardan ikisinde de aynı sorun vardı... Kaba saba bir gişe görevlisinden aldığım biletlerle salona bakınmaya başlamıştım ki; gözlüklü ve komik bir mizaca sahip bir çalışan yanıma geldi. Filmin başlamakta olduğunu söyleyerek hemen salona soktu beni. Mısır menu almak istediğimi söylememe rağmen; ısrarcı tutumlarla salona adeta itelenerek dahil oldum. Ben girdikten sonra herhalde 15 dakika boyunca reklam izledik! Madem reklam bu kadar sürecekti; neden hemen salona aldı anlayamadım! Film süresince ben diyeyim 10 siz deyin 20 defa salona girildi çıkıldı. Girip çıkanlarda hep görevlilerdi. Bir ara ikisi salona girip merdivenlere oturarak film seyrettiler. Sonra hummalı bir şekilde birşeyler konuştular ve kikirdeşerek çıktılar salondan. Sonra içlerinden birisi salona döndü... inanılmaz amatör bir işletme zihniyeti ve lakayt bir personeli vardı o allı pullu sinema işletmesinin! Çıkınca müdürle görüşmek istediğimi belirtmeme ve 20 dakika gişenin yanında dikilmeme rağmen ne gelen oldu ne de soran! işletmecilik bu olmasa gerek diye düşünüyorum... Eğer buysa; ben evde dvdmi alır, mısırımı patlatır yine seyrederim. Açıkçası bir kez daha; Nişantaşı' nın ortasına dikilmiş olan o allı pullu acayip işletmeye gitmem...
City's içerisinde bulunan, 'Mahalle' katında: Sultanahmed'den Aksaray'a 50 dolara götürerek turistleri kandıran taksici zihniyetinden farkı olmayan restorantların ve garsonların yer aldığı gerçeği ile karşı karşıya kalmam ile bir daha gitmemeye karar aldığım yer. Yemeğin kalitesi... insanın gözünün içine baka baka böyle kandırılmaya çalışıldığını görünce şarteller atıyor tabi. Garson denilen kütükler; müşteriye dürüst davranın; gelmez bir daha. Her yerde de konuşur, gitmeyin der oraya. Ey mekan sahibi, akrabadan olmuyor garson; belki olur ama en azından o katta olmuyor. Ah be canım kardeşim.
