oha ya bi olay bu kadar demogojik hale getirilemez. tamam başlığa bakarsan baya yapmacık ve kendini halka mâl etmeye çalışan bi ünlü kişi var ama altını okuduğun zaman (ki olduğu gibi yazıldıysa) görüyosunki gayet temiz duygularla fakat biraz yanlış kelimeler kullanılarak ifade edilmiş bi fikir var. belli ki başlık doğaçlama olmuş sayın çok kıymetli basın arkadaşlarımız tarafından.
Ah ve de vah canıma. bizlerde -ya da şahsım adıma bende- üzülüyorum her uyandığımda star'da çıkan Zuhal Topal'la izdivaç programına. Okan Bayülgen'in programında ilk kez izlediğimizde "Pek bir hanım hanımcıkmış meğerse. Sunduğu programın içeriğine bakarak değerlendirmemeli insanı..." derken ailecek, okuduğum bu haber karşısında başarılı bir işi elden kaçırmanın onların aleminde insanı ne duruma getirdiği gözler önünde. insan isterdi ki sihirli kutuda birisi daha samimi olsun. Varsın olmasın Zuhal Topal bence bu işi en az onun kadar güzelde başarıyor bence. Üstelik o yoğun dizi temposunun yanında. Getirisi olur, götürüsü olmaz.
"Bu söylediklerini okuyunca servetler sunarım Esra Erol'a,
Ciple giderken otobüstekileri görünce ağlamasın diye bir daha.
Bunca zamandır bu iştesin, görüyoruz nerelerde para
Al servetimi heba olsun sana, Dağıt ona buna yoksula.
Yetemezse bir cip, yaparız elbet ikincisini
Ağlama Esra Erol ağlama, senin dönemin geçti, gitti."
acıdım birden. sözlük olarak yardım kampanyası düzenleyip otobüs alalım esra hanıma. canı sıkıldıkça aglamak istedikçe biner gezer. bence aglama sebebi mecidiköye gelirken bir fordçuluk durumu yaşamasından ötürü olabilir.
--neden aglıyorsunuz esra hanım
--aklıma geldi birden
--ne geldi
--ne güzel tıklıyorlardı otobüste. onlar tıkladıkça ben hit alıyordum.
-hüüü çok acıklandım lan bak şimdi. onların arabası yok benim var. onların parası yok benim var. onlar jep telefonuyla konuşamıyo benim arabamın sabit telefon hattı var. şunlara bak tıkış tıkış iğğğ...
(bkz: metroda bizim cio'yu görünce ağlıyorum)