bir an tıklayıp tıklamamak konusunda tereddüt ettim. acaba dedim, esra'nın cipte giderken başını cama yaslamış yaşlı gözlerle yanından geçen tıkış tıkış halk otobüsüne bakarkan objektiflere takılan fotoğraflarını mı göreceğiz?
neyse ki yokmuş öyle bi şey. şimdilik tek problem, esra'nın kafatasının sol bölümünden çıkıp gölgeli saçlarını bertaraf edercesine bağımsızlığını ilan etmiş gibi duran bir kulaktan başkası değil.
"...ve sonra cipimden inerek porsche'me biniyorum, hani cip yüksek ya en azından spor arabada otobüstekileri görerek üzülmem diye. ama ayol bitmiyor ki dahası da var. gucci cüzdanımda kredi kartlarıma yer açmaya çalışırken gözüm takılıveriyor mağazada 5 taksit yaptıran fakirlere. hayat ne zor şekerim inanın şu elimdeki frappucinoyu bulamayarak nescafe içenler var azizim." diye devam etmiş bir rivayete göre.
''ferrarimle yanlarken önden çekişli arabadakilerin el freni çekişlerini görünce ağlıyorum'' gibi yapmacıklığın hergün gördüğümüz gülen yüzünü bize birkez daha gösteren esra erol cümlesi. yazık!
esro erol sözü. yaptığı kaliteli izdivaç programlarıyla aldığı cipiyle yolda giderken otobüse gözlerinin takılmasıyla gözlerinden boşanan sellerin olay olduğu haber.ne kadar merhametli olduğunu düşündürttü bizlere.netekim düşünmeden edemedim 60 milyarlık maaşını beğenmeyip 200 milyar istediği için star tvden kovulan aynı şahıs değil miydi ben mi yanlış biliyorum.
"vay beee! ne kadar duygulu, düşünceli bir hatunmuş" demek isterdim, ancak; timsah gözyaşlarını kendisine saklaması gereken hatundur. o cipi acaba nasıl almıştır.?
bende otobüsle giderken ciptekilere acıyorum. çok zenginler ama bizim gibi çulsuzlardan daha mutsuzlar. mutluluğu parada arıyorlar ama nafile. küçük süs köpeklerini kucaklarına alıyorlar ama nafile, sevgi, aşk ve arkadaşlık onlarda yok. birbirlerini mal gibi kullanırlar. sokaklarda rahatça dolaşamazlar, bir bankta oturup boğazı seyredemezler, hep yalnızdırlar. acıyorum halinize allah daha beter etsin...
kapitalizmin bir kazananının "ben de sizdenim" sızlanışına eşlik eden sufledir. o otobüstekiler sana bakıp senin onlar hakkında düşündüklerini görseydi seni üzerine işeyerek boğarlardı diyesi insanın. ama onlar o 4x4'e bakarak bir gün ona sahip olacaklarını ve o an kendi yerinde olacak otobüs yolcularına nostaljik göz yaşları dökebileceklerini hayal eder.
işte kapitalist hegemonyayı suratımıza çarpan bir olay daha.
Mesela bir gün otobüsle giderken, yanımdaki arabaya baktım, son ses müzik açılmış ve sigara içiliyordu! O an arabaya daha fazla bakamadım ve kafamı çevirdim. Gözyaşlarıma hakim olamadım. Çünkü ben o arabadaki insanların ne düşündüğünü çok iyi biliyorum. Ben de arabaya biniyordum. daha sonra benzine zam geldi. O yüzden arabadakilerin ne hissettiğini iyi biliyorum.
ee:ühüüüüüüü!!!
ş:iyi misiniz esra hanım?
ee:şu otobüste gidenleri gördüm de ona ağlıyorum!
ş:böhhhhüüüüüüüüüü!!!
ee:size ne oldu şoför bey?
ş:zekası zekamın yarısı kadar bile olmayan bir kadından maaş alıyorum!
ee:!?!?