cinsel özgürlüğün menfaat kapısı haline gelmesi

entry2 galeri0
    1.
  1. cinsel özgürlüğün az gelişmiş ülkelerde menfaat kapısı haline gelmesi karakter sınırına takılmamış asıl başlık :

    sosyal bir hayvan olan insan, yaşamını tarihin başından beri belli kurallar çerçevesinde düzenlemiştir. yaşanan devre ve döneme göre yasalar, ahlak kuralları, dini emirler değişiklik gösterse de toplum, heteroseksüel ve mümkün olduğunca tek eşli bir kadın erkek birlikteliğini desteklemiştir. dönemsel ve coğrafi değişkenler, sosyo ekonomik bireysel değişkenler istisnadır. ancak anadolu menşeli anaerkil bir dönem dışında, genelde fiziksel ve maddi güce dayalı ekonomi, kadının doğurganlığından faydalanma zorunluluğu gibi nedenler yüzünden uzun asırlar boyu havva'nın kızları mağdur olmuştur. sanayi toplumuna geçişle beraber, tarım tipi ekonominin en büyük dayanağı olan "çekirdek aile" isimli küçük işletmenin bağlı olduğu feodal bazlı kurallar ve ekonomik üretim tarzı yok oldu. aile içi üretimden sorumlu kadın evinden çıkarak fabrikalara, bankalara, hastahanelere - ucuz - işgücü olarak katıldı. kapalı, hatta otarşik bir toplumsal yapıda yaşayan kadının ilişki alternatifleri de yavaş yavaş artmaya başladı. batı toplumlarında dahi çok yaygın olan akraba ( kuzen - kuzin ) evlilikleri, klan içi, aşiret içi, köy içi evlilikler çok azaldı. ayrıca evlilik denen genel kabul görmüş geleneksel ritüelin ( çeyiz, drahoma, düğün, dernek) gibi çeşitli sebeplerden dolayı birden fazla kez tekrarlanmasının zorluğu, medeni hukukdaki çağdaş düzenlemeler, toplumsal ahlak yargılarının "kadının hane dışında çalışarak kazandığı paraya ihtiyaç" karşısında yenilmesi insanların, özellikle kadınların hayatlarına daha fazla sayıda yeni birey alabilmelerine zemin hazırladı.

    ortadoğu ülkelerinde (batının aksine) yaygın olan başlık parası ve benzeri gelenekler kız çocuğun ailesine ödenen bir nevi "boğaz yardımı" idi. evlenecek yaşa getirilen kızın, erkeğe kıyasla "görece" ziyan olan varlığını, kızın güzelliğine, doğurganlığına ve /veya asaletine göre uygun bir bedel ödeyerek "tazmin" ederdiniz. uzun asırlar boyu ekonomik bir realite olarak varlığını sürdüren bu tarz gelenekler yaygın bir iktisadi fenomen haline gelmiştir (bkz: ortadoğu ve yatırım aracı olarak altın).

    ekonomik bağımsızlığını kazanan modernleşme sürecindeki kadın öncelikle eşini seçebilme özgürlüğünü kazandı. başlarda konu komşunun uygun gördüğü ama gene de kadının fikir sahibi olduğu semi-görücü, melez usüller olsa da zaman içinde bu gittikçe bireylerin birbirlerini her yönden "cinsellik dahil" tanıyıp tartabilecekleri kadar özgürleşti.

    göstermelik bir ritüel olan "kız isteme" dışında kalan eski yükümlülükler ise ( başlık parası) kız babasının tasarrufundan çıkarak kadının tercihlerine ve zihniyetine bırakıldı. batı toplumları kendi tarih süreçlerinin getirdiği zihin yapılarına bağlı olarak büyük oranda evlilik karşılığı bedel ödemeyi olumsuz bir tabu haline getirdiyse de medeni hukuk yoluyla boşanma sırasında kadına pozitif ayırımcılık yaparak buna maddi altyapıyı sağlamıştı. ancak savaşlar, ekonomik belirsizlikler ve yoksullukla daha fazla yüzyüze kalmış olan ve medeni hukukun uygulanmasında sıkıntılar olan bizim gibi ülkelerde kadın'ın "ahlaken yargılamasam da" seçimlerinde zihniyet, duygusallık ve fiziksel unsurlardan çok evlilik önkoşulunu maddeye endekslemiştir.

    feminist akımların savunduğu gibi eşit bir "birey" olarak algılanmak isteyen kadın, kendisini zihnen geliştirmek, sağlıklı ( akıl ve beden) tutmak ve hayatını idame ettirecek bilgi ve birikimle donanımlı olmak zorundadır. fakat ne yazık ki kazın ayağı pek öyle değildir bu topraklarda. kadınların azımsanamayacak kadar büyük bir çoğunluğu kendi evine, bütçesine , tencere tavasına sahip olmak, kuralları içinde bunaldığı ailesinin evinden çıkmak için evlenmektedir. fiziki ya da maddi ekstraları olanları çeşitli adaylar arasından seçim yapmakta , daha vasat olanları ise birlikte olduğu ( (bkz: seks) ) ilk kurbana şantaj yaparak "yeni hayatını" kazanmaktadır.

    haftasonu düzgün bir mekana çıkarılmaktan, hayatı boyunca çalışarak sahip olamayacağı maddeleri kazanmaya uzanan bir yelpazede bu toplumun kadınları ilişki tesis etmektedir. çoğu, çalışan evli kadının - özellikle çocuk da varsa - kazandığı para evde oturmamasının maliyetini karşılayamazken düzenin yürütülmesi sorumluluğu erkeğin omuzlarına biner. şimdi erkek gözüyle bakarsak ;
    "evde oturabileceğim ya da çalışacağım ama kazanç standardımın üstünde yaşayabileceğim bir hayat istiyorum" diyecek adamın alternatifleri arasında "iyi bir kısmet" kadının listesindeki alternatiflere göre son sıralarda kalacaktır.ayrıca erkek genlerinin ve toplumun ona yüklediği roller sebebi ile hem kendi imkanlarıyla doyurabileceği , hem de imkanları ölçüsünde seçebileceği , sevebileceği bir eş fikrine daha yatkındır. ilişkinin , hayat kurmanın başlangıç evesinde erkek , kadına oranla çok daha duygu temelli düşünür ve davranır ...
    5 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük