kim diyorsa yalan atıyor.bunlar tasnif etmediğimiz hareketlerdir.
bakınız doğaya hayvanların hiçbiri kendi hem cinsini nirvanaya ulaştırmıyor.
bu tür insanlara saygı duymak yerine ç.dışı bırakacaksın.
bizim için örneklik olan ve kur an da açıklandığı şekliyle hz lut cinsel tercihlere saygı duymamış böyle sapık bir toplulukla mücadele etmiş onları bu kötü işlerden vazgeçirmek için her türlü yolu denemiş, hatta kızlarını o insanlara eş diye sunmuştur...
şimdi burda sorulması gereken elbette bizim bu denli kızlarımızı kendi hayatında farklı bir tercih yapmış insanlara sunacak kadar iman sahibi olup olmadığımız değilse bile ilk akla gelen sorudur...
hz lut un kavmi üzerine bu sapık davranışlarından vazgeçmediği için azap hak olmuştur.
yaradılışa ve doğal olan sürece "tercih ve saygı" kelimelerini kullanarak karşı çıkacak olursak ki şu an mantık çerçevesinden değerlendiriyorum olayı bir de; o zaman köpekleriyle, eşekleriyle ilişkiye giren insanların tercihlerine saygı duymak ve dahi küçük kız ve erkek çocuklarına yapılan tecavüz ve ilgi yakınlığına saygı duymak, aile içi cinsel yakınlık ilişkilerine saygı duymak da bunların ardı arkasına gelir ki bunlar insanların fıtratına ters şeylerdir. bir insanın eğer fıtratı bozulmamışsa isterse müslüman olmasın yahut gereklerinin hiçbirisini yerine getirmesin yine de iğrençlik ve tiksinti duyacağı şeylerdir...
bu gibi olaylara elimizden geldiğince dilimizle, davranışlarımızla eylemlerimizle karşı durup yapılan işlerin ne kadar kötü olduğunu bıkıp usanmadan anlatmamız gerekir ki insan gibi insanın yapacağı eylemlerin/davranışların başında gelir...
insanlara ve onların yaşam biçimlerine saygı duymamayı ve sevmemeyi kişisel hak sayan hastalıklı ruhlarla donatılmış hoşgörüden uzak bir toplum için kolay olmayan bir beklentidir. pek harika 5 özelliğe sahip milliyetçi-sünni-türk-heteroseksüel-erkek ideal olanın kendisi olduğuna öyle inanmıştır ki diğerlerinin mutlaka ya aşağılanacak, ya endişe duyulacak ya da yaptırım uygulanacak özelliklerini bulur.
biri vatan haini der, öbürü kızılbaş der, diğeri ibne der, sonuncu eksik etek der. alttakine zulüm, üsttekine yalaklık kanlarına işler. milyonlarca yıllık yol arkadaşı kadına saygı duymak sorundur nerede diğerlerine duysun.
saygı duymaktan kasıt, ibnelerin ortalık yerde french kiss yapmasıysa, hiçbir zaman yapmadığım ve yapmayacağım olaydır.
ayrıca bu söylenilen "saygı" olayı, ibne evliliğinin yasal olduğu hollanda'da bile yok. yani öyle düğünlü dernekli düğünü geçtim, pek göze batan bir şey yapamıyorsunuz. halk sevmiyor, ülkesinde böyle bir şeyin olmasından utanıyor.
kaldı ki cinsellik bireysel bir olaydır, kimse bir şey bilmezse saygı duyulacak bir şey de olmaz.
Özgürlüğe inanan ve desteklediğini söyleyen insanların kendilerinde olduğunu iddia ettiği saygı çeşidi. Ayrıca var olan en saçma saygılardandır, insanların sahip olması gereken doğal hakları için birilerinden saygı veya anlayış görmeleri, ya da bazılarından izin almaları kadar gerzekçe ve bencilce bir durum olamaz. Bir insanın zihninden, ya da kalbinden geçenleri yönetmek istemenin ütopikliği bir yana bu yönetim isteğine sahip olanların bu yönetme güdüsünü herkes benim gibi olsun duygusunu savunmak için kullandıkları kavramları **** yeterince bilmemeleri de büyük bir ironidir.
Başkalarının davranışlarına karışan insanlar yüzünden, başkalarının vücutlarına karışmak isteyen insanlar yüzünden en doğal haklardan biri olan kendi hayatına sahip çıkma hakkı insanların elinden alınmıştır. Sorarım size bir insan bu hayatta kimi seveceğine karar veremiyorsa bu hayatta yaşamasının ne anlamı var?
cinsel tercih diye bir şey olmadığına göre baştan yanlıştır olay.
cinsel kimlikler doğuştan gelir. kimse bir şeyi tercih etmez. bu kadar cahil insanların içinde bir insan neden eşcinsel olmayı tercih etsin? iyi misiniz?
nasıl oluyor bilmiyorum, biri bana anlatırsa sevinirim..
cinsel tercihine saygı duyuyorum, diye biten cümleler duyuyorum..
çok afedersiniz ama , bi erkek bi erkeği sikecek biz de karşısına geçip 'vay be modernlik, saygı duyuyorum' falan diyeceğiz?
saçma değil mi abi bu?
ekşi sözlüğün duyuru kısmında görmüştüm, x ile y evlenmiş hollanda'da, anormal olan ikisi de erkek, galiba sadece bana anormal , çünkü herkes iyi dileklerini falan sunmuş, mutluluklar dilemiş..
türkiye evliliğe izin verecek kadar gelişmedi(??!!?) diyen bile olmuş.. hepinizin dinini bilemem, benım ınancıma gore günah..günahı sevabı geçtim saçma değil mi abi?
saygı duyuyormuş..kızıyorum ya.. neye kızıyorum biliyor musun?
goraya gittin çok küfür vardı, çocuklara kötü örnek bik bik..
*anne hasan amcayla recep dayı öpüşüyolaaarrr!!!!
(evlenince opusecekler de)
o normal oglum, onlar evli.
nasıl yani?? e gorada kufur vardı?cocuk gelişimi falan dıyordun?
lan anlamıyorum, belki de geri kafalıyım..
ama saygı duyanlardan biri merakımı gıderirse sevinirim..
oğlun bi adamı elinden tutup getirse ,
baba bu hikmet yeni sevgilim dese,
saygı duyar mısın?
oğluma bak büyümüş de pasif olmuş, ehehe , keraneci seni mi dersin?
tanım : insanın cinsel tercihine duyulan hoşgörü..
aslında saçma bir durumdur. burada cinsel tercihler denmişse de kastedilen eşcinselliktir. bir kere baştan bir kandırmaca vardır ortada. ben kimsenin heteroseksüel bir erkeğe ya da kadına "ben senin cinsel tercihine saygı duyuyorum hede hödö" dediğini duymadım, görmedim.
ikincisi heteroseksüellik ya da homoseksüellik bir tercih değil bir kimliktir ya da daha doğru tabirle bir kimlik öğesidir. hülasa ortada eşcinsellerin varlığından rahatsız olmakla ilgili bir sözde saygı duyma hikayesi vardır. aba altından sopa göstermenin daniskasıdır bu durum. "şimdi saygı duyuyorum ama saygımı bir yitirirsem ağzına sıçarım senin a.... kod..... ibnesi" ile eşanlamlı kabul edilebilir. zira bizde saygı ile tahammül çoğu kez birbirine karıştırılır ve çoğu kez de bunların her ikisi birden kabullenme anlamında kullanılır.
bu bağlamda; cinsel tercihe ya da kimliğe saygı duyulması saçmadır, bu fizyolojik kısmı çok baskın olan bir özelliktir çünkü. omuz genişliğine ya da kalça yapısına saygı duyulur mu? duyulmaz, onun gibi düşün yani ragıp.
saygı duymaktan kastın, ölçütün ne olduğunun iyi anlatılması/açıklanması gereken hede. öncelikle, saygı derken "aa olabilir canım ne var bunda" demek kanımca ayrıdır, "herkesle aynı derecede, eşit hakka sahiptir" demek apayrı. benim değinmek istediğim nokta, neden önce yazılan görüşte olmayan kesime küfredildiğidir (homoseksüelite'yi baz alırsak). ulan madem bu herif homolara küfrediyor diyorsun, sen niye bu adama laf ediyorsun anlamış değilim. sevme zorunluluğu diye bir şey mi var? varsa bunun adı faşizm değil mi peki? hadi buradan yak şimdi de! herkes istediği kişiyi, istediği insanı tipinden, tercihlerinden, kimliğinden, etniğinden, anası, babası veya aile efradı yüzünden sevmeyebilir veya sevebilir. bunun belirtilmesi, veya bunun gibi insanlara karşıtlığın belirtilmesinin herhangi bir zararı yoktur kimseye. isteyen istediğini sever, tasvip eder veya nefret eder; yanında bulunmak istemez, birlikte yaşamak istemez vs. var mı bir zorunluluğu bunun? sanmıyorum.
ha kendi fikrim mi? ben normalde "normal" cinselliğe bile soğuk duran, insan cinselliğini, hatta ve hatta insanlar arası herhangi sosyal veya duygusal bir etkileşimi bile insan ilkelliğinin bir parçası olarak gören bir bireyken, bana homoseksüeliteye, önceki paragrafımda ilk başta bahsettiğim türden bir saygı duymamı diretemezsiniz. evet, o türden bir saygı duymuyorum. ve bunda da yanlış bir şey görmüyorum.
bu türk medeniyetine ve o medeniyeti oluşturan genç insanlara, homoseksüel olmak ayıp degil, yollu göndermeler ile medyada işlenen, bu medyanın da yerli olmadıgının en bariz göstergesi olan rezil ötesi, insan haysiyet şeref ve onuruna aykırı eylemi güzel göstermektir.
tam anlamı ile mide bulandırıcıdır, homo ile konusacagına kaşık çekip bok yesen daha az mide bulandırıcı olur.
kesinlike yerine getirmemiz gereken önemli şeylerin başında gelir fekat kişi "ben şöyleyim ben böyleyim vay efendim duymayanlar duysun, bilmeyenler bilsin" şeklinde bununla prim yapmaya çalışıyorsa ağzının ortasına vurulması gerekir. Hem cinsinle yaşadıklarını sanal ortamda herkese basın duyurusu şeklinde yayınlıyorsa eğer sana kimse saygı duymaz dedirten entrydir.***
tercih meselesi , herkes verdiği kararın çilesini çektiği gibi bu arkadaşlar da verdikleri kararın çilesini çekerler , yanlış anlaşılmasın illa çilleli , sorun çıkması mucbur demek değildir bu durum . kabullenen de vardır kabullenemeyen de ama karar verebildiği ve bunun arkasında durabildiği için de ( arkasında durabiliyorsa eğer ) takdire değer .
çok değil, birkaç yıl öncesine kadar insanlar farklı cinsel tercihleri kendilerine bile itiraf edemezlerdi, şimdi aileler dahil herkes bilmiyor mu?
sokakta istediğiniz gibi gezmiyor musunuz?
evet, oluyordur garip bakan insanlar, ama bu kadarına da sizler saygı gösterin. insanların alıştıkları şeyler var, kabullenmek de zaman alabilir.
yani birileri bir şeylere saygı göstermiyorsa nasıl bu duruma geldiniz demezler mi?
eğer ki cinsel tercihini söyleyip geçersen, sırf kandırmaca olmasın, iki taraf da gerçekleri bilsin diye... o zaman saygıyı beklemek hakkındır.
ama!
her ayrıntıyı anlatıp midemi kaldırırsan, özel ve sadece seni ilgilendiren hayatının reklamını yaparsan, ilgiyi bu şekilde üzerinde toplamaya çalışırsan ne sana saygı gösterirler ne de korurlar.
canının istediğini yap, etrafa bulaşma.
ondan sonra bekle saygı...
sübyancılık ve tecavüzcülük ile bir tutmaya devam edeceğimiz eylem çeşidi.
çünkü burada bahsedilen çarpıklık zihinde bitiyor, yatakta olan bizi ilgilendirmiyor.
bahsettiğimiz, eşcinsel eğilimi olanların zihniyeti ile sübyancı ve tecavüzcülerin zihniyeti. tecavüze uğrayanlar açısından bakılmıyor olaya.
anlatılmak istenen, bu kendini marjinal ve toplumun dışında veya üstünde gören kişiler, toplumun kendilerine biçtikleri yerine yani erkek ise kadınlara ilgi duyma kadın ise erkeklere ilgi duyma yerine hemcinsine ilgi duyuyorsa, ihtiyaclarını hemcinsinin karşılayabileceğini düşünüyorsa ve bu zihniyetine alkış tutmamızı istiyorsa, ben de size diyorum o zaman, bir sübyancı olgun bir kadına veya erkeğe ilgi duymak yerine ihtiyaclarını küçük yaşlardaki bir çocuğun yerine getireceğini düşünüyordur, buna da mı alkış tutalım...
anlatılmaya çalışılan bu, insan cinsel doyumunu ters yönde, toplumun-evrenin kendine biçtiği yol dışında veya gayriahlaki bir biçimde sağlamaya çalışıyorsa, bu saygı duyulacak bir konu değil.
her medeni insanın içine sindirmesi gereken hareket. unutulmamalıdır ki kahvenin önünden geçen kadına 'ulan bu ne biçim .ikilir' diyen mi sapıktır yoksa eşcinsel mi?
kişiye göre değişendir.eşcinsellere saygu duyamıyorum malesef,hayatım boyunca da duymayacağım.şahsen iki erkek sex yapmak istiyorsa dört duvar arasında yapsın ancak gözümüze sokmasın bunu,tiksiniyorum.aynı şey kadınlar için de geçerli.kendileri ne bok yerlerse yesinler ancak bunu toplum içinde yapmak için kimseden saygı istemeye hakları yok.bu eşcinselliği meşrulaştırma çabasıdır.biz farkında olmasak da zaten yavaş yavaş gözümüze sokuyorlar malesef.bu meşrulaştırma çabasının uzun vadede hedefi,avrupa'daki gibi eşcinsellerin sokakta el ele yürümeleri,istedikleri gibi öpüşüp koklaşmaları vs gibi şeylerdir.imkansızdır.iyi ki de imkansızdır.
homofobik değildim.sonradan oldum.eşcinsellerin tarif edilemez bencilliklerinden,heteroseksüellerle sinsice ilişkiler kurup aslında içten içe onlardan nefret etmelerinden,hayatları boyunca üstlerinde atamadıkları (toplum baskısı değil kendi içlerinden gelen,anormal olma hissi) hastalıklı kişi oldukları hissinin acısını başkalarından çıkarmalarından...hepsinden iğreniyorum.
eşcinsellik bir hastalık değildir.belki benim ilerde doğacak oğlum veya kızım da eşcinsel olabilir bunun bilincindeyim ancak eşcinseller eşcinsel olmalarından dolayı yarattıkları komplekslerinden,hastalııklı düşüncelerinden dolayı hastadırlar.hepsi birer ruh hastasıdır.
evet genelleme yapıyorum.ama inanın bu böyledir.bir eşcinsel istediği kadar kendisiyle barışık olsun,istediği kadar durumundan mutlu olsun yine de hastadır.hastalığı kafasındadır.
bunu toplum yapıyor demeyin sakın.türkiye'de toplum herkese baskı uyguluyor.ve eşcinseller aslında öyle rahatlar ki.bakmayın siz.gay cafeler,gay barlar,gay hamamlar,gay plajlar... bu ülkede bunlar olmaz sanıyorsunuz değil mi? ama var.ama onların istedikleri ne mesela amerika veya hollanda'daki gibi eşcinsel evlilik yapabilme,taşıyıcı anne yöntemiyle çocuk sahibi olabilme,sokaklarda rahatça el ele dolaşabilme.hmm.peki bunlar amerika'da,avrupa'da olabiliyor ama eşcinseller yine de mutlu değil.onlar daha fazlasını istiyor.aslında ne istediklerini kendileri de bilmiyor,onların sorunu kafalarında!kendi kendilerini normalleştiremeden başkalarından onları normalleştirmesini istiyorlar.bu imkansız.vatikan bile böyle birşeye karşı çıkıyor ki düşünün biz müslüman bir ülkeyiz.
iyi ki de çocuğu olmuş bir eşcinsel çift görmüyorum etrafımda.çocuk için oturur ağlarım çünkü.inanın ciddiyim.benciliğe bakarmısınız? biz iki tane ibneyiz ama baba olmak da istyoruz ve taşıyıcı anne yöntemiyle çocuk yaptık.haa iyi bok yediniz.bakın doğan çocuk doğuştan ruh hastası.yazık.hangisine anne hangisine baba diyor bi de utanmadan onları anlatıyorlar.herneyse siz ister toplum baskısı deyin ister başka şey bu ülke bir transeksüeli ülkenin divası ilan etmiş,bugüne kadar sabah programlarında en az bi ibnesiz eğlenememiş,fatih ürek diye bir adamı senelerdir zengin etmiş vs vs bir ülkedir.ötesi yok.
bana ister hasta gözüyle bakın ister başka birşey söyleyin.ben gördüğüm her eşcinsele iğrenerek bakmaya ve ondan delicesine nefret etmeye devam edeceğim.
öncelikle tercih olayını ele alalım. lan tercih değil ki bu.. adamın östrojeni fazlaysa ve kendisini kadın gibi hissediyorsa, yine bu yüzden erkeklere ilgi duyuyorsa tercih mi oluyor bu? biyolojik bir şey, elbet gülersin falan ama. ayıp lan. yüzüne gülme adamın.
son bir not; burada saydığınız fikirler göz önüne alınırsa -kabul etseniz de etmeseniz de- psikolojik bir rahatsızlığınız var; homofobi. ileride çocuğunuz eşcinsel doğarsa maalesef "çocuğumu düzeltin" diye doktora gittiğinizde "sizi tedavi etmemiz gerek, çocuğunuzun bir şeyi yok" diyecekler.