Biyolog Alfred Kinsey, "Kinsey Raporları" olarak anılan "insan Erkeklerinde Cinsel Davranışlar" (1948), "insan Dişilerinde Cinsel Davranışlar" (1953) adlı kitaplarında 5300 erkek ve 5940 kadın ile yapılan görüşmelerden elde ettiği verileri kullanarak insanlardaki cinsel yönelimlerin geniş bir yelpazeye bölündüğünü ileri sürdü. Tüm dünyada çok okunan Kinsey Raporları, Amerikan ceza sisteminde "suç" olarak kabul edilen zina, çocuk erotizmi, kürtaj, evlilik öncesi cinsel ilişki, karı-kocaların birbirlerini aldatması ve eşcinselliğin suç olmaktan çıkarılıp normalleşmesinde etkili oldu.
Doğum kontrol hapının 1960'lardaki icadı(cinsel devrimin temel sebebi olarak yorumlanıyor.) , cinsellikle doğurganlığın birbirinden ayrılmasını mümkün kıldı ve cinsel alışkanlıkların değişiminde, daha özgür yaşanılabilir kılınmasında önemli rol oynadı. Birçok ülkede kullanımı yasak olan ve yasadışı yollardan temin edilen doğum kontrol hapları, önce yalnızca evli kadınlara(bana göre önemli bir detay günümüz türkiye sinde hpv aşısına evli kadınlardan başlanması cinsel devrimden ne kadar uzak olduğumuzun kanıtıdır.) satılma başlandı; feministlerin mücadelesi sonucu 1970'lerde birçok ülkede yasallaştı. Bu dönemde kadın hareketleri, eğitim, çalışma, yurttaşlık alanlarında hak mücadelelerini genişletip ev içi ücretsiz emek, aile içi şiddet, tecavüz gibi yeni konuları temel almaya başlamıştı. Özel olanın, cinsel olanın politik olduğu anlayışı ile hareket eden kadınlar, doğum kontrolünün yaygınlaştırılmasını, kürtajın daha güvenilir koşullar altında yapılması talepleri için mücadele etmekteydi. Birçok feminist, evliliğin ve "heteroseksüel seks kurumu olan ailenin ortadan kaldırılmasını savundu. Cinselliğin tek ifadesinin evlilik olmaktan çıkması ile 1960'larda boşanmalar arttı. Evlilik sonucu doğmamış çocukların hakları için mücadeleler verildi.
1970’li yılların başında odağına daha çok kadınları alan çalışmalar yapılmasına lezbiyen aktivistler tarafından başkaldırılar oldu. 1970'lerin sonunda lezbiyen ve gey özgürleşme hareketleri ortaya çıktı; homoseksüel ilişkilerin onay görmesi, yasakların kalkması için mücadele verildi.
Cinsel devrim, 1960'ların sonunda modern porno sektörünün doğuşunda da etkili oldu. (fırsatçılar her yerde fırsatçı *) . Bu nedenle, her türlü eşitsizliğe, cinsiyetçiliğe, sömürü düzenine bir karşı çıkış hareketi olarak ortaya çıkmış olsa da erkeklerin lehine olan bazı gelişmelere kaynak sağlamakla, kadınlar açısından kayıplara yol açmakla eleştirilmiştir.
Bir rapora göre Kaliforniya’daki genç nüfus arasında cinsel yolla bulaşan hastalıkların görülme oranı rekor düzeylere ulaşmaktadır. Cinsel devrimin ardından AIDS, Belsoğukluğu ve Frengi gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar ortaya çıkıp çok sayıda toplumda yaygın oldu. Bazı uzmanlara göre cinsel devrim evlilik ve aile kurumlarını direk olarak hedef alıp onları bozmaya başladı. Bu hareketten sonra boşanma oranları arttı. Yaklaşık 60 milyon ölü çocuğun dünyaya gelmesi, evlilik dışı ilişki sonucu doğumlar, babası belli olmayan çocuklar ve porno bağımlısı cinsel devrimin sonuçlarındandır.
kaynak: https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Cinsel_Devrim
cinselliği yaşamayan, yaşatmayan, yasaklayan insanlara karşı yaşanmayacaktır. cinsellikten anlamadan seks yapan hanzolara karşı yaşanmayacaktır. aşktan, sevdadan, insanlıktan nasibini almamış barbarlara karşı yaşanmayacaktır.
amerika'da bu devrimi Dr. William Masters ile Virginia Johnson'ın çalışmaları yapmıştır.1957 ile 1990 yılları arasında seks ile ilgili birçok akademik çalışmaya ve araştırmaya imza atmışlardır.
2013 yılında Master of sex isimli dizisi çekilmiştir bu ikilinin.izlemenizi tavsiye ederim.
bence cinsel devrimi gerçekleştirmek için 100 sene gibi uzun bir süreye ihtiyaç yok.
Eğer erkekler kadın vücuduna sahip olmak, onu cinsel bir obje olarak görmek ve de ona şiddet uygulamak yerine o vücudu tamamen tanımaya kalksa o devrim daha erken gelir.
yani bu kadın sıçar mı? osurur mu? gece uyur mu? o da mastürbasyon yapar mı? onunda sırtı kaşınır mı? o da burnunu kaşır mı, çıkardığı sümüğü komidinin altına yapıştırır mı? koltuk altları terler mi? gibi felsefik sorulara cevap arayarak pek ala erkekler bu devrimi bu ülkede yaşatır.
türkiyenin acilen ihtiyacı olduğunu düşündüğüm devrimdir. sikmişim sosyalist devrimi, milli demokratik devrimi şuyu buyu. ihtiyacımız olan tek şey cinsel devrim.
bu topraklarda bizi geriye götüren ve kadınları 2. sınıf insan hatta hayvan yerine koyan ve zinayı yasaklayan islam dini ve cinsel tabular yok olmadığı sürece asla olmayacak durum.
evlilik dışı cinsel ilişkilerin (zina) desteklenmesini ve savunulmasını değil, cinsellikle ilgili konuları toplumda saygı çerçevesi içinde konuşmanın, cinsel sorunları ve çözümlerini dile getirmenin tabu olarak görülmemesini ve farklı cinsel eğilimlerin toplumda hoşgörüyle karşılanmasını amaçlayan bir devrimdir.
ancak batı ülkeleri zamanında bu devrimi yanlış anladığı ve uyguladığı için bugün oralarda evlilik dışı cinsel ilişkilerde patlama yaşanmış, aids/hiv, hpv, frengi, bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar yaygınlaşmış, toplum düzeninin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesinde aile kurumunun ne kadar önemli bir rolünün olduğu unutulmuş, sonuç olarak gelişmek için batıyı örnek alan üçüncü dünya ülkelerine zina "modernlik" olarak yutturulmuştur. bu nedenle, türkiye bir cinsel devrime hazır olduğu zaman yukarıda anlattığım yanlış tanıma karşı dikkatli olup doğru tanıma uyarsa cinsel devrimde batı ülkelerinin düştüğü hataya düşmeyecek, hatta bunu batı ülkelerine karşı koz olarak kullanabilecektir.
cinsel devrim, modernizmin şekilciliğine karşı post-modern dönemde ortaya çıkmış diyebileceğimiz bir harekettir. cinsel devrim istediğinizle yatıp kalkma serbestisi değildir, gerisinde bir dönemin buhranı ve yıkımlartı vardır.Orta çağ ve sonrasında refor, rönesansla devam eden süreçte 'ben(insan) merkezli dünya' çok şey değiştirmiştir, vahşi kapitalizm'de üretim şekli, aile yapısı, geleneksel roller, toplumsal hareketler vb bir çok konuyu içinde barındırır.
işin özü 3.türün ortaya çıkışıdır, modern hayatta 3. tür tanrının reddidir, yaradılışla savaşın geldiği noktadır. işin özü modernlik putprestlikse post modernlik kesinlikle inançlara saygı ve özgürlük değil ultra putperestliktir. rasyonalizmin homojenleştirmesi, zorunlu kimlik dayatmaları karşısında ortaya çıkmıştır. hikayesi uzundur bulaşmamak lazım, batı'nın ideolojisi adamın götünden kan alır. ben şekilciliğe karşıyıım, özgürlük istiyorum, tabular yıkılsın gibisinden özgürlük özgürlük diye her sike sarılırsanız götü kaybedersiniz. türkiye de bu akıma kapılmıştır, avrupa'nın her ideolojisini sahiplenmiştir, piçleri sahiplenen ailenin bu çocuktan medet ummasıdır. avrupa'yı yaşatan da bu olmuştur, kendine benzemeye çalışan gerzek milletler.
Olmak ve benzemek aynı şey değildir, bizim yaptığımız değişmeye çalışmak kısaca kendimizi reddetmektir.