iki paketini 23 nisan günü bir ilkokulun bahçesinde çocuklara dağıttım çikolata. önceleri öğretmenler tarafından ajan-provokatör gözüyle bakmadılar değil, baktılar. birer tane de onlara verdim, çok mutlu oldular.
üniversitede* bölüm* kantinimize gelip 1 günde 2 kutu birden biten 90ların çikolatasıdır.portakallı ve şeftalili çeşitler vardır.hepsinin kokusu yeri ayrı güzeldir.
diğer bölümlerden yığılmayla beraber ,kantin önünde "ulan ne yerdik be" temalı cümlelerin havada uçuşması bir olmuştur.
ben bunu arabada biriktirdim. bi bakkalda falan bulduğumda çocuk gibi sevinirim hala. ne tatlı bir şeysin lan sen. çok istisnai denk gelir oldum artık sana sevgili cino. **
bunlar patentini almış olsa gerek. kimse taklit etmedi cinoyu. biraz önce 25 kuruşa köy bakkalında uzun cinolardan buldum. hiç ama hiç değişmemiş. bambaşka bir şey bu cino.
3 gün önce ankara kızılay'da yüksel çıkışındaki büfede ansızın gözüme takılan ve gözlerimi yaşartan, eskilere geri dönüş adına yanımda cino'nun adını bilmeyen üç arkadaşıma da birer tane olmak üzere tekrar tattığım güzellik.
eski yıllara şöyle bir bakış atmak isteyenler, ısrarla bayinizden isteyiniz.
çocukluğumun portakallı çikolatasıdır. fakültemdeki kantinlerden sadece birinde birkaç ay öncesinde satılmaya başlanan ve yıllar sonra tekrardan yeme şerefine nail olup hazzını yaşadığım çikolatadır.
(bkz: mutlu oldum lan)