uzun metrajlı bir işsizliktir izmit
bana cinnet gömleği giydiren
elimde kötürüm bir diploma
ağır tonajlı yoksulluk
ömrümün derisini yüzerken
yokannemin evidir izmit
salonuna gençliğimi halı yapıp ezdiği
kendimden eksildiğim dar(ağacı) odam
izmaritlerin ve depresyonun istila ettiği
kimsesizliğin izdüşümüdür izmit
kırbaçtır gecesinin ayaz dili
garında parklarında cami avlularında
ben ve yalnızlığa havlayan sokak köpekleri
açlık bir sustalı gibi şahdamarımızda
kederin kara yorganı altında sabahlarken
iç kanamalı bir aşk travmasıdır izmit
iğneli fıçılara sokan kalbimi
kendimi ıskaladığım yıllar ve isyan
gençliğimin ince yerinde
- beni bir daha doğurma anne!
... en azından izmit'te