bu güne kadar uzun uzun düşünecek zamanım oldu bu konuyla ilgili. maalesef doğup büyüdüğümüz yerin, çevrenin etkisi çok büyük cinlerin olup olmamasıyla ilgili. şu an nasıl bilmiyorum ama biz ufakken korku seansları yapardık bizden 3-4 yaş büyük olan çocuklar cin hikayeleri falan anlatırdı altımıza sıçardık ve ışık açık uyurduk o gece. şimdi gelelim konumuza cin falan yok beyler tamamen götten sallanmış hikaye hepsi kanıt olarak da kuran falan gösterilir ordada kim yazdıysa saçmalamış tamamen dayanağı olmayan şeyler söylemiş. şimdi bizim dünyamızda var olup ta göremediğimiz dalga boyu farklı bir sürü şey var. mesela röntgen ışınları, radyo dalgaları, kızılötesi vs. şeyleri göremeyiz ama onları kullanıyoruz. uzatmayacağım denildiği gibi cinler olsaydı şimdiye hepsi çıkardı ortaya tespit edilememesi imkansız. artık rahat uyuyabilirsiniz.
gerçekliğini kanıtlayan birçok delil var. ben bile hayatımın bazı dönemlerinde onlarla bağlantı kuran insanlarla karşılaştım. kaldı ki uzun uzun düşünmek ve bir karara varmak o olgunun varlığını yada yokluğunu kanıtlamaz. yeterince araştırma yapmadan işkembe-i kübradan destekli sallama yapmayalım lütfen.
olduğunun kanıtinida gormedik simdiye kadar yok temas kuruyorlarmış cinleri varmış hasta insan belirtileri bunlar beyniniz size oyun oynuyor onuda dinle bağlayıp cinle yorumluyorsunuz gidin sağlam bir psikiyatriste var mı yok mu görün.
Tıpkı 78 bacaklı, havada uçabilen mükemmel bir pandanın olmadığını kanıtlayamayacağımız gibi, cin kavramını da kanıtlayamayız. Tam da bu yüzden bilim, yanlışlanamayacak şeylerle ilgilenmez.
arlıklarına inanırım çünkü başından cin olayı geçen insanları tanıyorum. yüzlerindeki korkuyu biliyorum ve bu bir hastalık değil. çünkü aynı olayın peşinden giden 8-10 kişilik bir arkadaş grubundaki herkeste aynı hastalık olması mümkün değil.
Ayrıca; gözle görülebilir alanın dalga boyları aralığı, var olan dalga boyları aralığının yanında devede kulak, hatta devede kulağın üzerindeki kıl kadar kalıyor. Bilimin gözle görülebilir alan üzerindeki hakimiyeti tam olarak sağlanamamışken, gözle görülmeyen alan üzerinde bu derece detaylı bir araştırma yapabileceğini düşünmek yanlış olur kanımca. "bilimsel olarak cin kesin vardır" demiyorum, "kesin yoktur" demek yanlıştır diyorum. Cern'in kurulmasındaki amaçlardan biri de var olduğu düşünülen ama henüz gözlenememiiş olan graviton adlı atom altı parçacığı bulmaktır.
yakın tarihe kadar atom altı parçacıklarının varlığı bilinmiyordu zaten nötron, proton ve keşfedilen en küçüğü elektrondu. şu an (bkz: hadron) lar biliniyor arasındaki bağlar falan araştırılabilir halde. demek istediğim zaten cern de var olduğu düşünülen graviton adlı atom altı parçacığı bulma çabası evrenin %96 sını oluşturan kara maddeyi bulma çabasıydı aslında. türkçesi yoktan var etme. uzun uzun anlatırdım şimdi de üşendim.
Bugün yürürken bana doğru gelen bir kız gördüm yüzüne bakınca gözlerini devirdi sadece beyazı kaldı bence cindi amk başka mantıklı açıklaması yok bunun.
gözle görülmeyen tüm varlıkların yokluklarının kanıtları, zaten gözle görülmemesidir. bunun yanında kendilerini hissedemiyoruz da, ne bileyim buna benzer herhangi bir iletişimde, etkileşimde de bulunamıyoruz.
büyü, tüyü, ıvır zıvır falan diyorlar, hatta bana "hayvan kılığında görünüyorlar oyeee" diyenleri de görüyoruz, ve ardından nasıl bu kadar ruh hastaları olduklarınızı anlıyoruz. 22 yaşındayım 23'e falan giricem, bir kere bile böyle apma sapma şeyleri rüya haricinde görmedim. o kadar dabbe mabbe izlememe rağmen rüyama da doğru dürüst girmedi.
bence bu durum tamamen inançlarla alâkalı, çünkü bu varlıklar da birnevi allah gibi farklı bir boyuttalar. bilmiyorum benim pek inanasım yok bu tip şeylere de, inananlara saygım sonsuz.
yatın zıbarın gece gece salak salak şeyler düşünmeyin.
kimilerine inkar etmek daha cazip geliyor...
yok sayanlar elbet bir gün yanılır.
sonrasında her hıyarım var diyene tuzlukla koşulur!
acayip acayip işler..