Yaşam hep bir ağızdan
bilirsiniz siz hep o ağızdan
susmak istediğiniz zaman
yok öldürmez o an susturmak istediğiniz kalbiniz...
işte böyle suçlamak isterim ben seni ama olmaz ki. iki tarafı keskin bıçak olsun söylediklerim söylerken bende öleyim ve bitsin bu işkence. Haksız olanda benim suçlu olanda. Hayvanlara bu sıfatlar verilemiyor ne yazık ki. insan hiç sevmekten utanır mıydı? seni seven utanırdı. Göz yaşlarımla besleniyor dun. Oysa soğanda ağlatabilirdi beni sen canımı yakmayı tercih ediyordun. Yaralarımın kabuk bağlamasını beklemiyordun, açtın işte AŞ'K istemiyordun AŞ istiyordun. Sevmeseydim öyle değil mi? ruhun hayvan senin! gözlerin eşşek! Ben ikimizi de öldürebilceğimi zannederken sen galip naraları atıyordun içime. için için kanıyordu yaralarım. Tek tesellim ölmek olurdu bu saatten sonra ve benim sabrım kalmamıştı artık. otopsi yaparken anlayacaklardı ölüme son iki saniye kaldığında bile pişman değil mutluydum kurtuluşum buydu. Ben haksızdım çünkü ölmeyi haketmiyordum, şuçluydum allahın verdiği canı sana olan zaafımdan şeytana ısmarlıyordum. Cinayetimi sen işlemiştin ama umurunda değildi o çarpık gülüşünden zafer çığlıklarından belliydi. Ne aşktı ama bir hayvan uğruna hayatım bitmişti.
yokluğunda, yalnızlığın büyüdüğü anlarda acemiliğinle hesaplaşıyorum. acemiliğinin ve korkaklığının hesabını soruyorum kendimden. bu korkaklığına rağmen, bile bile, sana en temiz halimle dokunuşumun bedelini ödüyorum. boşluğunda kimse tanımıyor beni, sen bile... hesap vermiyorum kimselere. cinayetimi işledin sevgilim. gittin, bittim... sevdiğim... ben sana hala sevgilim derim. kararında aldığım ve içinde sen olan tüm kararlarım avcumda kaldı. cinayetimi sen işledin...
nasılsa sana göre ben hep hazırdım sana, nasılsa susardım, nasılsa aşıktım sana aşık olmaya... gittin, cebimde kaldı çocukluk hayallerim. gittin, ölü bir beden bıraktın geride kendine yabancı. uçurumlar getirdin bana. sen bu değildin, olmamalıydın... sen katilim olmamalıydın. son durak seçmişken seni, kendi ellerinle çizdin yüreğimi. artık yara bere her bir yerim. öfkem, senin yüzünden zehirliyor gecelerimi. ben böylemiydim? ben böylemiydim? kanıyor şuan sol yanım ve aşktan saydığım her acım. kanıyor tüm rüyalarım. tadını kaçırdın aramıza giren boynu bükük ayrılığın. ertelenmiş zamanlara attın bizi. ertelenmiş zamanlar daha ne kadar ertelenebilirlerki? herşeyden ve herkesten öte sevmişken seni, herşeyden ve herkesten öte inanmışken sana daha ne kadar beklenir ayak izlerin? bilinmezdeyim. katilin olay yerine geri dönmesini bekliyorum ve orda hiçbir olayın olmadığını görmesini... ne sana gelebiliyorum ne senden gidebiliyorum. tüm inanışlarım kesti aşkımın şah damarını. tesellisini hiç kimsede, hiçbir şeyde bulamıyorum bu karakışların. öldüm... öldüm! cinayetimi sen işledin, kahretsin!
gözlerimin sürmesi, deli çağım, acı yanım... sana söylenecek tüm sözlerimi yutuyorum, sen söylemeden de anlarsın nasılsa... acıyorum yitikliğime... acıyorum yitikliğine... seninle bağlanmıştım dünyadan bağımsız bir dine ve sen afaroz ettin beni gidişinle, acıyorum gözüme bile gözükmeyen gölgeme... gel ve şımart içimdeki bu acıyı. korkuyorum bu karakıştan. korkuyorum yaşattığın vedasız ayrılıktan. kumların altında küfleniyor ruhum. sevgilim, cinayetimi sen işledin!
cinayetimi sen işledin!
ben sana daha ne diyim?