haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
maktulün onbeş yıllık arkadaşı
üçü kamarot öteki aşçıbaşı
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm kulaklarım gördü
vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
hiç biriniz orada yoktunuz
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
on üç damla gözyaşını saydım
allahına kitabına sövüp saydım
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum kasımpaşa'daydım
hiç biriniz orada yoktunuz
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
polis kaatilleri arıyordu
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
üzerime yüklediler bu işi
sarhoştum kasımpaşa'daydım
vapuru onlar vurdu ben vurmadım
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
zanlı sorgulama esnasında "cinayeti kör bir balıkçı gördü" ve maktulü kastederek "eli kolu bağlıydı ağlıyordu" ifadelerini kullanmıştır. gerek kör bir insanın görgü tanıklığının güvenilir olamayacağı gerekse maktulun anatomisi ve doğası gereği eli kolu bağlı bir biçimde ağlayamayacağı gerçeği, zanlının ifadesindeki tutarsızlığı apaçık bir biçimde ortaya koymaktadır.dahası zanlı olayın gerçekleştiği saatte sarhoş olduğunu itiraf ederek kendi görgü tanıklığını da bizzati güvenilmez kılmıştır. nitekim olaydan 1 saat sonra birimlerimizce yapılan ölçümlerde zanlıda alkol dozajının bilinç kaybı seviyesinin halen üzerinde olduğu görülmüştür.bütün bunlar yetmezmiş gibi zanlı ifadenin ilerleyen bölümlerinde olay gerçekleştiği esnada yanında halihazırda suç materyali bulundurduğunu ima ediyor(ben vursam kendimi vuracaktım).görüldüğü gibi bütün deliller işbu şahsın etrafında dev bir şüphe bulutu yaratmakta olup; şahsın, ifadesinde "cinayeti üzerine yüklemekle" suçladığı deli cafer, ismail, tayfur ve şaşı adlı mürettebatın olay esnasında olay mahalline 5 kmden fazla bir uzaklıktaki bir barda "vapour-killin' boys" adıyla sahne almakta oldukları görgü tanıklarınca onanmıştır.
davanın bütün bu bilgiler ışığında görülmesini arz ederim.
...
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
polis katilleri ariyordu
deli cafer ismail tayfur ve şaşi
üzerime yüklediler bu işi
sarhoştum kasimpaşa'daydim
vapuru onlar vurdu ben vurmadim
cinayeti kör bir kayikçi gördü
"cinayet saati" attila ilhan'ın "sisler bulvarı"nda yer alan ilginç şiirlerinden biridir. kitaptaki öteki şiirlerden azıcık farklıdır. romantik fakat tümü ayık kafayla yazılmış öteki şiirlerden farklı olarak yine romantik bir duyarlılıkla fakat sanki bir sanrı (hallucination) ortamında yazılmış gibidir. bu özelliğiyle ikinci yeni'yi en çok etkilemiş şiirlerinden biri olduğu söylenebilir. nitekim bu şiirle cemal süreya'nın "dalga"sı arasındaki ilişki her iki şiirin daha ilk dizelerinde yeterince açıktır:
"haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu"
ikinci ve üçüncü kıtalarda, cinayeti "deli cafer ismail tayfur ve şaşı"nın işlediğini öğreniriz. bunlar "maktulün onbeşyıllık arkadaşı"dırlar. "üçü kamarot öteki aşçıbaşı"dır. üçüncü kıta "hiçbiriniz orada yoktunuz" dizesiyle sona erer: şiir, yine aynı dizeyle sona erecek olan dördüncü kıtayla sürer:
"demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
onüç damla gözyaşını saydım
allahına kitabına sövüp saydım
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum, kasımpaşa'daydım
hiç biriniz orada yoktunuz"
ilk önce sadece dinlersin ama! daha sonra sözlerini anlamaya calisarak dinlersin bir kere de. Her iki dinleyisinde de tüylerin diken diken olur. (bkz: 13 damla gözyaşı)