demon çağırmaktan daha az riskli bir iştir. cinler demonların enerjisinin çok daha azına sahip oldukları için en kötü salak şebelek korkutmaktan başka bir şey yapmazlar. öyle çarpma marmpa yalandır şehir efsanesidir. cinler korkutmanın dışında insanlara somut bir zarar veremez. inanmasan bile dümenine bir euzu besmele çekersin ziktir olup giderler. ama demonlar öyle değildir. demonlar cinlerden katlarca fazla enerjik güce sahiptirler. öyle bir besmele yada iki duayla gidecek varlıklar değildir. çağırma yöntemleri tamamaen farklıdır. çağırması güçtür. geldiklerinde de gitmesi güçtür. çağırınca geldiklerinde memnun etmelisin suyuna gitmelisin. onları memnun etmezsen bir ömür boyu lanet seni bekler. bu yüzden kafayı sıyıran, ya da akrabalarının büyük kısmı ölmüş insanlar biliyorum. tabi demonun kendi enerjisine göre de lanetin ağırlığı değişir. sözün özü cinlerle taşak geçilebilir sırf makarasına çağırabilirsiniz ama demonları asla!
çok keyifli, tadına doyulmaz yılbaşı eğlencesi. geceye ouja tahtası ile başlayıp, ilerleyen saatlerde alkolün de etkisiyle kendimizi bize katılan cin ile scrabble, kızma birader, tombala gibi bilumum masa oyunu ve aktivitelerin içinde buluyoruz genellikle.
"trigonometrik ambiyanslara giriş" dersinin finaline çalışırken konunun buraya nasıl geldiğini anlamamıştı. neyse ki arkadaşlarının bilmediği bir konu vardı, o da cinlerin çağırıldıkları mekana girebilmeleri için bir armutun çapından daha küçük olmayan bir kapıya ihtiyaç duyduklarıydı. evet, arkadaşları camları ve kapısı kapalı bir eve hiçbir cinin giremeyeceğini bilmiyorlardı. ama onun bilmedikleri de vardı, o da her evin tuvalet deliğinin dışa açılan ve hiçbir zaman kapanmayan birer geçit olduğu ve cinlerin yüzme bildiğiydi.
edit: bulaşmamanızı şiddetle tavsiye ederim. ben küçükken yaptım bu saçmalığı. geri gönderemedik ve uzun süre musallat arkadaşa oldu. (beni severdi ondan.)
ne çağırıyorsunuz ki, zaten içinizde mevcut. dışarda boşuna arayıp yorulmayın, melek, şeytan, cin hepsi içinizde tüm hünerleriyle hergün kendilerini gösteriyorlar.
Cin çağırmak belli başlı grupların eğlence sandığı bir aktivitedir. Ayrıca cesaretlerine de şapka çıkarırım bu kişilerin. Gözünün görmediği; elinin tutmadığı bir varlıkla dalga geçersen onun da seni uzun süreler bırakmamasına da göz yumacaksın.
(bkz: Görünmeyen alemden tarak yiyen gençlik)
(bkz: Gadasını alırlar adamın)
Gelmesi çok basit ama göndermesi neredeyse imkansız olan hadisedir. inanmayanı çok fazla olduğu gibi, inanmayıp altına dolduranı da bi hayli yüksektir (bkz: jack dikkatli ol)
insandaki dirimsel-biyolojik enerjinin bir noktaya yogunlasması olarak acıklanabilir.
bu biyolojik enerjiye kimisi cin derken kimi de ruh demeyi tercih ediyor.
peki nedir bu dirimsel-biyolojik enerji? bu enerji -yasam enerjisi de diyebiliriz-
insan basta olmak uzere sadece cinsel olarak saglıklı canlı organizmalarda olur.
cinsel olarak saglıklı olmak demek de-kadın ve erkek icin- cinsel olarak uyarılabilme
erekte olabilme ve bosalabilme- orgazm- anlamına gelir. mesela cinsel olarak soguk
insanlar bu enerjiye sahip degildir. saglıklı insanlar farkında olmasalar da etraflarına dirimsel-biyolojik bir enerji yayarlar. bu enerji dogal ortamlarda
pozitif etki yaratırken kentlerde-sıkısık bir trafikte vs. gerilime donebilir.
insan pozitif dirimsel enerji yaydıgı gibi gerilim de yayar. ya da etraftaki
gerilimden etkilenir-hisseder.cinsel olarak saglıklı insanlar ortama gore pozitif biyolojik enerji yayarken bu gergin bir ortamda negatif enerjiye-gerilime donebilir.
cinsel olarak soguk insanlar pozitif biyolojik enerji yayma yetenegine sahip
degillerdir,onlar sadece gerilim yayarlar.dogada insan biyolojik hayatın en ust
basamagıdır.yani sadece saglıklı insanlar degil saglıklı hayvanlar ve bitkiler de dirimsel enerjiye sahiptirler.radyoaktif bir serpinti-sızıntı iste butun bu biyolojik
duzeni-enerjiyi yaralar ve tahrip eder-yokeder.
muzik yoluyla dirimsel-biyolojik enerji transferi mumkundur.cunku muzik de insanın
yasama enerjisini ortaya koymasının bir yoludur.mesela mozart dinletilen ineklerin
daha fazla sut vermesi ya da bitkilerin daha saglıklı olması hep bu biyolojik-dirimsel
enerjiyle acıklanabilir. bir de cakra bahsi var ki o tamamen safsata ve geyiktir.
cinsel olarak soguk-dirimsel olarak sakat bir insanın cakrası falan olmaz.
yalan dolan. cin in de işi gücü yok iki dötü boklu fincana barnak dokundurdu diye gelsin! ulan bi kere boyutlarınız farklı. haberleşmeniz falan imkansız. o kadar mı kafan basmıyor?
hadi geldi diyelim. nolacak? ne işine yaradı yani cin geldi de? yaralı parmağa işemez, kız ayarlamaz... en iyi çarpar gider... bence o fincanın oynaması falan da parmakların sahiplerinin vücudunda biriken enerji yüzünden. en azından bu önerme cin in fincanı oynattıgı inancından daha mantıklı.
kime sorsam benim bir arkadaşım yapmış,vıvıdııvıdı... diye söze girer. bi o arkadaşla tanışamadık.. gel o zaman biz yapalım bak eğer gelsin 7/24 namaza başlayacağım diyorum. yok tık yok anasını satıyım..
zira amacına ulaşabiliyorsa, neden hala materyalist var diye sormak lazım... ya da büyü de öyledir efenim, bizlere göremediğimiz şeylerin olduğunu gösterirler. ben de yakında çağırmak istiyorum. *
(bkz: conjuration)