şizofren değil şizofreni ayrıca. daha onu bilmeyenler var. he hep öyle olur zaten dinliye gelir dinsize gelmez nedense tesadüfe bak! şizofreni veya temporal lob epilepsisi geçiren hasta kendinden o kadar emindir ki, yaşadığı üstü kapalı deneyimin yalan olma payı onun açısından %0'dır. ancak dış gözlem yoluyla elde edilen bilgiye göre, zavallı hastanın nöbet geçirdiği veya şizofeni hastası olduğu kesindir. anozognozi hastaları felç geçirdikleri ellerini kaldırdıklarını iddia ederler mesela. ellerini birbirine şaklat der deneyi yapan doktor. şahıs da yaptım der halbuki dış gözlem yoluyla görülen kesindir ki hasta felçli kolunu oynatamaz ama oynatığına %99 değil, %100 emindir. doktor sorar: neden ses çıkmadı peki o zaman diye?! hasta: direkt kalır öyle, cevap veremez. evet yalan söyledim veya ellerimi çırpmadım demek ki demez. kalakalır öyle çünkü tıkanır o noktada. beyni onu o kadar inandırmıştır ki, doktor onu göt edince çük gibi kalır, cevap da veremez. cino olayı da böyledir bir nebze.
hastane kayıtlarına ya da tıbbi literatüre girmemesine bahane olarak sadece müslümanlara olduğu savıyla karşılık verilmeye çalışılmış hurafe. sanırsın ki hastaneler ve tıbbi kurumlar hiç müslüman hasta kabul etmiyor.
bu tür olaylarlar genelde şizofrenik tiplere oluyor ciddi anlamda... sosyalist/sözde müslüman tip olup cin çıkarma kültü 1000 yıldır var olm diyen arkadaşım oldu. onun adına utandım o laf üstüne. yazık.
bilmem kaç yüz yıldır hurafeler uzerine anlatılan yalandır. hiç bir hastane veya tıp kayıdında bu rahatsızlık tespit edilmemiştir. madem bu kadar iddaalısınız cin çarptığını söylediğiniz bir tek kişiyi evet yanlış duymadınız bir tek kişiyi tıbbi kayıda alınsın diye sinir hastalıkları hastanesine veya normal hastaneye getiriniz lütfen.
Gercektir vardir. Su an surada bu konuda bildiklerimi yazsam merakindan deneyip bu gece sabah sag cikamayacak olanlariniz var. Onlarida Allah yaratti bosverin gecin.
bir yıl falan oluyor...
2-3 yıldır bursa'da okuyorum ancak giresun alucuralıyım. okuldaki samimi olduğum birkaç arkadaşımla bizim köye gitme kararı aldık. ailem niğde bor'da yaşıyor ama yazları giderler köye. dede yadigarı boş bir ev var ve köy merkezine dahi uzak kimsenin gidip gelmeyeceği bir yerde.
ev biraz döküntüdür, tuvaleti falan dışarıda tipik karadenizli evi, dağ yamacında dik, diğer evlere uzakta bir yer. elektriğimiz yoktu mum yaktık. mum yanınca arkadaşın aklına ruh çağırmak geldi. aslında bunu yazarken bile korkuyorum ya neyse...
evde fincan kısıtlı sayıdaydı birkaç küçük kutu vardı onları da ters çevirdik dedim ya eski ev diye masa da yok ama karadenizlilerin yufka açtığı sepha tarzı bir şey vardı oklavayla açılır işte onun üzerine dizdik. ruh gel falan diyoruz da pek ritüel falan bilmiyoruz. biz uğraştık ettik pek bir halt elde edemedik. başlarım ruhuna da cinine de falan diye bir yığın küfrettim gerizekalısınız siz tarzında ben korkmazdım o zamanlar dışarı çıktım tuvalete girdim iğrenç kokuyordu öğüre öğüre çıktım dışarı. etraf zifiri karanlık evden az ileri gittim aydınlatmıyor ama korkuda yok. gecenin de bir saati olmuş orada bir ağacın alt tarafına işedim o sırada da aklımdan onlara sövüyorum ruhlara falan. hızlı hızlı koştum eve girdim gece soğuk bastırmıştı.
neyse birkaç gün sonra ben niğdeye arkadaşlar da memleketlerine konyayla alanya'ya döndüler.
niğde bor'u bilen bilir sessiz sakindir biraz da ilçe merkezinin dışında oturuyoruz oralarda. evin manzarası bomboş arazi öyle bir yer.
geceleri uyurken kabuslar görüyorum. aynanın karşısına geçiyorum kendime bakıyorum gözlerimin içi zifiri karanlık oluyor. sonra aynaya yan dönüyorum yürümeye başlıyorum aynadaki yansımam da yürüyor haliyle aynayla görüş açım bittiği sırada kendimi duvarın yanında görüyorum nere gidersem yansımam var ama göz rengi benden farklı, hafif kambur sonra bana bir hırıltı çıkartıyor koşa koşa içeri kaçıyorum
o sırada bir ses duyuyorum hırıltı böylece rüyadan uyanıyorum ama o hırıltıyı içeride yine duyuyorum rüyayla gerçek arasında gidip geldim falan dedim birkaç kez o ses rüyadan aksetmiştir. neyse tekrar uyuyorum. bu rüyayı her gün görmüyorum ama halim, ferim gün geçtikçe düşüyor. hiçbir şeye tepki vermiyorum. sürekli bir uyku hali içerisindeyim.
3-4 günde bir bu rüyayı görüyorum o sıralar da onlar hakkında araştırma yapmaya başladım gündüzleri yine dalga geçiyorum da gece olunca bir korku bastırıyor yaş da gelmiş 21'e ev ahalisine de bir şey diyemiyorum. olayı anlatsam ya cin çarpmış muamelesi yapıp benden korkacaklar acıyacaklar ya da 21 yaşındasın ve korkuyorsun fiyakan sarsılacak dalga geçilecek hastır lan oradan diye.
bir gün yine bu şekilde rüyadan uyandım hırıltılar eşliğinde gözümü açar açmaz baş ucumda atatürk tablosu var mermer üzerine yere düştü, kırılma sesi geldi hemen ışığı açtım baktım hiçbir yeri kırılmamıştı. tekrar yerine astım yeniden uykuya daldım. uykuyla karışık bir hal arasındayım ne uyuyorum ne uyumuyorum tam ortası bazen oluyordur size de çünkü eskiden de olurdu bana. o sırada birden dini kitaplar falan düşmeye başladı üzerimde sol taraftaki kitaplıktan, kuran meali de bunun içindeydi düştü hemen kaldırdım başımın üzerine koydum yerine bıraktım.
uyuyamıyordum çok korktum artık durup dururken böyle şeylerin olması araştırmalardan sonra da bayağı bir tırsmıştım.
gerçek hayatta görünmüyorlardı bana ama rüyalarıma geliyorlardı bunu anlamıştım artık. uyumamaya karar verdim laptopumu açtım yatakta takılıyorum gece saat 4 olmuş feyse falan baktım kimse yoktu. öyle geziniyorum ortalıkta. birden elektrikler gitti nette gitti haliyle, az evvel şarjı yüzde 30-40 olan bilgisayarın da şarjı bitti hemen. mahallede de kimse yok bakamıyorum saat de geç olmuş kimde ışık var kimde yok diye. tekrar yastığa koydum kafamı. gözlerim daldı. yine aynı rüyayı görüyordum. ayna bu sefer çatladı bana bakarken kristalleşmeye başladı kendi silüetim. ayaklarım çaprazlaşmaya başlamıştı ama çaprazlaşırken acı duyuyordum. sonra bir anda ters döndü ve yeniden rüyadan uyandım bacağıma o sırada kramp girdi ağrılar içinde kıvranıyordum çığırmıştım artık. annem sesimi duyunca koştu geldi olum noldu falan demeye başladı benle yatsana dedim sesini çıkartmadı sarıldı bana omzunda uyudum.
geçmiş yüzyıllarda ruhsal bozuklukların insanlarca açıklanamayıp uydurulmuş olan, kimsenin ispatlayamadığı günümüzde ise tüm ruhsal hastalıkların teşhisi şakkadanak konulduğu için "bugünlerde kimseyi cin çarpmıyor yauv" dememe sebep olan olay.
bakıldığında gözlerinde üçünçü tür varlıkları görülen insanlardır..tehlikedirler..dikkat edin..sizi öldürseler dahi ceza almazlar..çünkü doktordan muhtemelen %90'ın üzerinde akıldan yoksun raporu aldıklarında niyazi olduğunuzun resmidir..