cin seddi gibi devasa bir yapıyı farkedemeyen türk gözcüsüdür.farketmemesi çok gariptir.çin seddinin yapımı sirasinda hiç mi "ulan ne oluyor acaba?" ya da "bir gezelim şuraları bakalım" dememiştir acaba diye beni düsündüren şahıstır da ayrıca.
çin seddi, kilometrelerce uzunluğunda kocaman bir sur olmasına karşın, tahminen yıllar süren inşaatı farketmemiştir. yıllar yılı, çinliler ne yapıyor diye bir atlı gönderip kontrol de mi etmedin, hani casusa falan gerek yok. dev gibi duvar üzerine 2 atlı göndersen herşey ortada.
çin seddi'nin sadece türklere karşı yapıldığını sanma yanlışının kurbanı gözcüdür. halbuki çin seddinin dönem dönem yapılan kısımlarının kimlere ve neye karşı yapıldığı tartışmalıdır. çinde birden fazla hanedan olduğu için hanedanlıklar arası çatışmalara karşı yapılmış olduğu tarihçiler arasında en büyük ittifaktır şu an.
ha, bize karşı yapılmış olsa bu bir gurur meselesi midir yine? sanmıyorum, çinlilerin köylerini vs yağmalamaktan başka övünecek şeyler bulsak iyi olacaktır.
kuvvetle muhtemeldir ki, "şimdi yatayım, sabah erken kalkıp gözcülük yaparım" demiş soydaşımızdır.
ama unuttuğu bir şey vardır ki, su uyur düşman uyumazdır. neyse, gözcümüzün bu felsefesi halen bugün genlerimizde vardır ve kendini "şimdi yatayım, sabah erken kalkıp ders çalışırım" formunda göstermektedir. ama canı sağolsundur, dolaylı olarak da olsa bugün orta asya'nın bozkırlarında değil de dünyanın en güzel şehirlerinden istanbul'da yaşamamızı sağlamıştır.
Çin seddi'nin bir anda yapıldığını zanneden deli saçmasıdır...Çin Seddi'nin tamamı bir seferde yapılmamıştır. Çok eski dönemlerde, dağların başına kurulan kuleler, çeşitli saldırılar nedeniyle düşman askerleri içeri girmesin diye birleştirilmişti. Daha Çinlilerin Türklerle savaşmalarından da önce, Çinliler kendi içlerinde savaşıyorlar ve bunları engellemek için çeşitli yollar arıyorlardı. işte bu kulelerin birleştirilmesi Çinli kralların hoşuna gitmiş olacak ki, bütün kuleleri setler kurarak birbirine bağlamışlar ve çok uzun setler elde etmişlerdir. Onlar için bir "savaş / savunma yöntemi" hâline gelen bu setler, atalarımız olan Hunların saldırılarıyla daha geniş alanlara yayılmış ve böylece 10 bin km'yi geçmiştir.