okuduğum en komik tiyatrolardan biri.
rekorunu william shakespeare geçti.
okuyunuz efendim,beğeneceksiniz.
ayrıca kitap hakkında adamakıllı bir eleştiri vardır:
bu tip eserleri iş bankası kültür yayınları hasan ali yücel serisinde okumanın gerekliliğine inanıyorum. en önemlisi başında ve sonunda olayları geniş zamanlarla ele alınması, özsözünde belirtilen yazarın ve o sıradaki yaşamın şartları hikâyelere daha farklı gözle bakmamı sağlıyor.
moliere’in cimri isimli eserini gülerek okudum. bahçesinde gömülü altınları olan bir adamın ne kadar cimri olabileceğini hatta kendisinin bile bunları çalabileceğini düşünmesi cimriliğinin ne boyutta olduğunu gözler önüne seriyordu. iki çocuk sahibi olan cimri harpagon’un oğlunu ve kızını sırf para uğruna sevmedikleri insanlarla evlendirme çabası, zengin olmasından dolayı oğlunun sevdiği kadınla evlenmeye çalışması ve en sonunda bahçedeki altınların çalınmasının anlatıldığı olayları okurken çok eğlendim.
altını çizdiklerim;
“insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak. yalan söylediğin istediğin kadar belli olsun, suratından aksın, en zeki insanlar bile kanıveriyorlar dalkavukluğa.” s- 5-6
“kimi kafaları kazanmak için dolambaçlı yollardan gideceksin. diretmeye gelmez böylelerine; ifrit olur, kapanıverirler büsbütün. doğruyu söylediniz mi şahlanır, aklı hiçe sayarlar her zaman. sularına gidip onları dilediğin yana çekmekten başka çare yok.” s -25
“zamanımızda dünya soylu soplu hırsızlarla dolu.” s- 98
arka kapaktan;
moliere, eserlerindeki tiplemelerle dünya edebiyatında, shakespeare’den sonra insan gerçekliğine belki de en derinlemesine nüfuz eden oyun yazarlarından. kadınlar mektebi’nden kibarlık budalası’na cimri’den hastalık hastası’na bu oyunlar, sadece dönemin tutucu otoritelerini rahatsız etmekle kalmamış, tazeliklerini bugüne kadar korumuşlardır.