çocuklarını suriyeli çocukların gittiği devlet okullarına göndermedikçe,
devlet hastanelerinde torpilsiz, kayırmasız muayene sırasına girmedikçe,
markete, pazara yanında yağcıları ile değilde bir başına gidip nedir hal diye bakmadıkça,
allah düşürmesin “sıradan bir vatandaş” gibi adliyeye, polise gitmedikçe,
trafikte çakarları söndürmedikçe,
kendisine dert yananı anlamak yerine provakasyonla, teröristlikle suçladığı sürece,
kısacası temizlik işçisi mesut gibi, sekreter ayşe gibi, emekli Hüseyin amca gibi, öğrenci Zehra, memur Osman gibi çile çekmedikçe,
bu ülkede hiç bir şey iyiye gitmez. çöküyoruz. ahlakımız, adaletimiz, eşitliğimiz, izanımız çöktü. eziliyoruz sayın cumhurbaşkanı. eziliyoruz.
sayın cumhurbaşkanım. siz trafiğe çıkınca yolları kapatıyorlar. hiç trafik yokmuş zannediyorsunuz sizde. aslında çok trafik var sizden saklıyorlar. selam ederim.
sayın cumhurbaşkanım. sizin evin ve bahçenin tüm ışıkları açık tutulduğu için dışarıyı hep aydınlık zannediyorsunuz. durum öyle değil. işe okula giderken sokağa çıktığımızda hava hala karanlık oluyor. çoluk çocuk korkuyor. bedenimiz uyum sağlamakta güçlük çekiyor. arz ederim.