Savaşla müsavi kabul edilmesi terminolojik bir hatadır. Cihat allah yolunda sarf edilen her bir çabaya verilen isimdir. Buna nefis mücaledesi, yeri gelince korunan suskunluk, maddi yardım, zamandan fedakarlık gibi çok çeşitli davranışlar dahildir.
Edit: cihadın ne olduğu tartışmaya açık değil. Tanımı belli olan bir mefhum. kimin ne manada algıladığı burada söz konusu olamaz.
şu anda ülkedeki cahil kesimin nefretinin nedeni budur. kafirlere karşı cihat etmek isterler. sen ona ne kadar yardım da etsen, onun yaşamını kurtarsan da islamın temel emirlerinden biri kafirler, yok oluncaya kadar savaşmaktır. ve şu anda kendi aralarında militan yetiştirip silah dağıtmaları da bundan. bu uğurda yalan da söylerler, iftira da atarlar, çalarlar çünkü kafirlerin hakkı yoktur. dine saygı göstereceğim derken senden nefret edecek militan yetiştirirsin. bütün bu nefret de kuranın kendisinden gelir.
amerikan ve israil siyonizmine hizmet eden ve ne hikmetse bu işler hep kapitalizme yarayıp daha da semirten her türlü beleşçi 3 kağıtçı yağmacı talancıyı bu bayrak altında toplayıp işi bitince sonrada hepsini sivrisinek gibi kolayca ve topluca imha eden siyonizme aslında kölelik yaptıran ahmak soytarılık. cihat ahmak gözü dönmüş man kafa cahil ilkel aç gözlü fareler için kapandaki peynirdir. suudilerin israil ve siyonist amerika ile kol kola kucak kucağa olduğu bu dünyada ne cihatı be amk beyinsiz amip beyinlileri.
"75- Size ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
76-iman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise bâtıl dava uğrunda savaşırlar. Şu halde şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphe yok ki şeytanın planı (tuzağı) daima zayıftır." Nisa suresi
şartsız ve koşulsuz rekabet etme, azmetme potansiyelidir. dikkat ederseniz batı kültürüne entegre olan yahudiler ve araplar, batılı akranlarından daha büyük işlere imza atıyor hep.
çünkü bir şekilde islam ve yahudilikle bütünleşen bu türden kavramlar, yahudi ve arap ırkına yerleşik olan içsel duygulardan doğdu.
bugünkü amerikan kapitalizminin kökenlerini araştırdığınızda bile karşınıza hep semitik halkların yaşadığı topraklar çıkıyor.
ticari pragmatizm denilen şeyi, felsefenin icadından seneler önce keşfetmiş, dine uygulamış, devletler kurarak tarihin bir parçası haline getirmişler.
kapitalizm tarihinde rekabet, pragmatik iş ahlakı, kolonyalizm denilen şeyin orta doğudaki kökeni. batılı filozoflar orta çağ islam-arap bilginlerinin cihat dediği şeyi geliştirerek coğrafi keşiflere imza attı, amerika ve hindistan daki tonlarca altını britanyaya taşıdılar, koloniler inşa edip afrikanın en ücra noktalarını keşfe çıktılar, ayı fethettiler. marsa sondayla ayak bastılar.
cihat kavramının özündeki nüve, bugün bir grup inananın savunduğu ilkel formunun çok ötesinde. oyun kuramından, nüfus teorisine, faydacılığı savunan ekonomistlere kadar kapitalizmin ateşli savunucularının hepsine ilham veren metamorfoza tabi oldu.
islami Cihat ve Yayılmacılık
Cihat, islam dünyasında daha çok dinin savunulması veya yayılması anlamında kullanılan bir kavramdır. Cihat, hem askeri hem de ruhsal bir boyuta sahiptir. islami hanedanlar (örneğin Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar) döneminde, cihat kavramı bazen fetih ve genişleme politikalarıyla örtüşmüştür. Bu fetihler, hem dinin yayılması hem de yeni toprakların, ekonomik kaynakların ve ticaret yollarının kontrol edilmesi amacıyla yapılmıştır. Örneğin, Osmanlı imparatorluğu, islam'ı yayma gayesiyle fetih politikaları yürütmüştür. Bu süreç, sadece dini bir motivasyonla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda ekonomik çıkarları da beraberinde getirmiştir.
Batı Emperyalizmi ve Kolonyalizm
Batı emperyalizmi ve kolonyalizmin temelinde ekonomik çıkarlar, sömürgecilik ve küresel güç mücadeleleri yatar. 15. yüzyıldan itibaren Batılı güçler (Portekiz, ispanya, ingiltere, Fransa ve Hollanda gibi) deniz aşırı topraklar keşfetmiş, bu toprakları işgal edip kaynaklarını sömürmüşlerdir. Bu süreç, daha sonra kapitalizmin gelişimiyle bağlantılı hale gelmiştir. Avrupa'nın sermaye birikimini artırmak için kolonilerden elde edilen doğal kaynaklar ve emek, Avrupa'daki sanayileşmeye büyük katkı sağlamıştır.
Ortak Noktalar ve Farklılıklar
Yayılmacılık ve Güç Arzusu: Hem islami cihat ve fetih politikaları hem de Batı emperyalizmi, yayılmacı politikalarla kendini göstermiştir. islami hanedanlarda cihat ideolojisi bu süreci meşrulaştırırken, Batı’da ise emperyalizm daha çok ekonomik, askeri ve stratejik nedenlerle yürütülmüştür.
Ekonomik Motivasyonlar: Her iki yayılmacı politika da ekonomik çıkarlar taşımıştır. islam devletleri fethettikleri topraklardan vergi ve ganimet elde ederken, Batılı güçler kolonyalizm aracılığıyla sömürgelerden kaynak elde etmişlerdir.
ideolojik ve Kültürel Farklar: islami fetihlerin ardında dini bir misyon ve cihat anlayışı varken, Batı’nın kolonyalizmi genellikle "medeniyet götürme" ve "uygarlaştırma" ideolojisiyle meşrulaştırılmıştır. Aynı zamanda Batı'da kapitalizmin yükselişi, emperyalizmin daha çok ekonomik sömürüye dayalı bir sistem oluşturmasına neden olmuştur.
Kapitalizm Bağlantısı: islam devletlerinin yayılmacı politikalarında kapitalist bir sistem kurma amacı belirgin değildir. Ancak Batı emperyalizmi ve kolonyalizmi, kapitalizmin temel unsurları olan sermaye birikimi, emek sömürüsü ve ticari genişlemeyle doğrudan ilişkilidir. Özellikle 19. yüzyılda sanayi devrimiyle birlikte kapitalizm, Batı’nın sömürgeci politikalarının en önemli itici güçlerinden biri haline gelmiştir.
Sonuç olarak, islami cihat ve yayılmacılık ile Batı emperyalizmi arasında belirgin farklar bulunmakla birlikte, her iki süreç de güç, toprak ve ekonomik çıkarlar etrafında şekillenmiştir. Ancak kapitalizm özellikle Batı emperyalizmi ve kolonyalizmin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştı
r, islami yayılmacılık politikalarından daha farklı bir ekonomik ve sosyal sistemi temsil eder.
"Benden ve medeniyetimden bi halt olmaz. Bilimde, sanatta, kültürde ilerlemem mümkün değil. iyisi mi "din" adına başkasının malına, yerine-yurduna, karısına-kızına musallat olayım. Kazanırsam hepsi benim! Kaybedersem de allah yolunda savaşıp ölmüş sayılırım!"
hammurabi farklı şeyler söylemiyordu, bugün incirlik ve kürecik üssüyle, bm mülteci komiserliğiyle türkiye topraklarına hükmeden amerikan ekonomisi de orta doğu ve latin amerikada farklı bir iş icra etmiyor.
batı, cihat denilen mefhumun iskeletini alarak onu felsefi düşünce ve teknolojilerle süsleyerek kendi kendine yeten süper bir mekanizmaya dönüştürdü.
eskiden yabancı askerler evinize akın ediyordu, şimdi vergi memurları, müteahhit kepçe ve greyderleri, yabancı bankalara hizmet eden icra avukatları geliyor.
kimlik numaraları ve ip adresleriyle fişlenip iliğinize kadar takip ediliyor, çalışmadığınız her bir saniyeye kadar gözetim altına alıp sorguya çekiliyorsunuz sistem tarafından.
kapitalizm, feodal yönetimlere son verirken, size daha iyisini sunmadı, sadece sermaye ve iktidar krallardan, sultanlardan, padişahlardan, halifelerden fabrikatörlere, bankacılara, kukla temsilcilerine geçti, el değiştirdi. torna benzeri takım tezgahlarıyla büyük fabrikalar kuruldu, binlerce kas gücüne bedel vapurlar, lokomotifler, loko-traktörlerle üretim otomatikleşti, tren yolları ve elektrik direkleriyle fabrikaların etrafında büyük şehirler inşa edildi, ve köylerden kente göçüp şirketlere ve patronlara hizmet etmek için eğitildiniz.
butun dunyayi zaten kendine ait oldugunu dusunecek derece bir kibirle baskalarinin topraklarina, mallarina, eslerine, cocuklarina el koymayi kendine hak gorme durumu. bu dunya zaten yalan oldugu icin de yaptiklari hic bir pislik, yalan, hirsizlik yanlis bile gorunmez cunku onlar musluman olmadigi icin zaten hic bir haklari olmayan insanlar. kafa yapilari hic bir zaman degismez. bugun ingilterenin en guzel yerlerinde yasayip ingilizlere kafirler diye nefret kusan ve onlarin topragini ele gecirmeyi dusunen genis musluman topluluklari var. tarihte de aynidir. bir ornek. kuzey afrika korsanlari durduk yere onlarla hic bir ilgisi olmayan abd ticari gemilerine saldirmaya baslar. abd elcisi niye saldiriyorsunuz diye sorunca siz kafirsiniz, caniniz ve maliniz bize helal derler. abd elcisi bunu anlamaz. elinde donanma olmadigi icin harac vermeyi kabul eder. ama harac verdigi halde yine gemilerine saldirilinca o donemin baskani sikerler sizin derdinizi der ve harac gondermek yerine koca donanmayi tunusa gonderip butun korsanlari cokertir. cihatcilarin tek anladigi yenilmektir, sizin kafa yapiniza gelemezler, baskalarinin da kendi gibi hakki oldugunu dusunemezler. daha yakin zamanda kendi halinde yasayan yezidiler, onlara hic bir sey yapmadigi halde koylerine saldirdi, kucucuk kiz cocuklarini bile sex kolesi diye satip buna da katila katila gulduler. islamcilik da baris veya ahlak yoktur, yalnizca onlarin her dedigine uyan kole olmak vardir ki o bile guvenligini garanti etmez. yapilacak sey, bu psikopatlari def etmektir.