bir 7 haziran perşembe tarihli uykusuz'daki bir karikatürü. adam radyo başında durmakta. radyo istasyonu değiştiriyor. kadın da koltukta oturuyo.
adam: bütün radyolarda fettah can çalıyo kız. darbe mi oldu acaba? kadın: yok be denk gelmiştir. öyle olsa onu mu çalarlar. çevir bakayım radyodan gelen ses: istanbul'u fay hattından değil, da da da da damardan sallıycaz !! adam: tamamdır. yokmuş öyle birşey. bir an tırstım lan.
ünlü bir yazarın evine kız arkadaşı geliyor. kız, adamın bilgisayarını açmış. mozillada yeni sekme açılınca en çok girilen 7-8 pencere olur. o açık. diyalog şöyle;
kız: tuttur.com, indirmedenizle, çetinkaya.com.tr, kastamonu.bel.tr, fanatik! anaa bunlar ne ya! bunlar mı en çok gezdiğin siteler? adam: hala romanımı okumak istiyor musun? pasifikte bir aşk ve savaş hikayesi. kız: ya yürü git! ben kalkıcam zaten geç oldu! adam: tam iftar zamanı çık. yollar bomboş oluyor kaymak gibi!
bizi sami karakteri ile tanıştırarak güldüren, güldürürken de düşündüren (bazen haklı aslında lan dedirten) yetenekli karikatürist. ama çok yetenekli. esprileri kadar çizimlerinin de gayet başarılı olduğunu söyleyebileceğim güldürü ustası. her hafta uykusuz dergisini aldığımda yine 'her zamanki gibi güldürecek' dediğim iki şahsiyetten cihan ceylan olanı. diğer efsane yazar-çizer için (bkz: umut sarıkaya). umarım bu şekilde hızla ilerlemeye devam eder ve haftada bir, ufak bir tebessümü daha doğruau salya sümük hönkürmeyi çok görmesin bize.
mütemadiyen güldürmeyi başarabilen nadir karikatüristlerden. belki uğur gürsoy gibi, erdil yaşaroğlu gibi popüler değil ama onlara on basar. cidden.
şimdilerde sami karakteri pek tutuluyor, -biraz hipster'lk olacak ama- ben sami'yi seviyordum before it was cool. kendisinin sami'den başka çok güzel karakterleri de var. yine o adam, başarısız diyetisyen ufuk, gıcık gibi.
kendisini iki kez gördüm, ikisi de kitap fuarlarındaydı. fuarda çok kısa sohbetimiz oldu; o haftaki köşesini konuştuk iki seferde de. kafa adam vesselam.
cihan abi, burayı okuyor musun bilmiyorum ama, kral adamsın kral.
her hafta en az bir kaç tane güldürecek karikatür çizen istikrarlı karikatürist. lakin kitapları alınmamalıdır fazla güldürmez. dergide okuyun yeter işte.
25 nisan perşembe günü uykusuz'da yayınlanan karikatürü yarmıştır.
profesör, mimarlık fakültesindeki bir derste öğrencilerle konuşuyor;
profesör: altın oran'ı falan boşverin bak bu hususlara dikkat edeceksiniz bina yaparken tamam mı? mimarlıkta en önemli hususlar bunlar... bunları bilin yeter...
öğrenci: hocam en son köye yerleşiyorsa diğerlerini yapmaya da gerek yok gibi...
profesör: ben sana birşey söyliyim mi, en iyisi binanın içini hiç yapmıycaksın!..
tahtada şunlar yazmaktadır:
1 - evin altına dükkan yapma tutkusu.
2 - kız büyüyecek, kıza ayrı oda lazım. (şart)
3 - oğlan'ın kız kaçırma ihtimali. (ayrı bir gelin odası gerekebilir)
4 - anne'nin, balkonları odaya katma aşkı. (allah'ın emri)
5 - anne'nin, ellili yaşlarda ortaya çıkan amerikan mutfak sevdası. (mutfakla yan oda arasındaki duvar kırılacak)
6 - anne'nin, salonu sürekli genişletme isteği. (şu 2 duvar yıkılsa ev ferahlar)
7 - anne'nin, bir kapıyı iptal edip, odaya başka bi yerden kapı açtırması. (nedeni yok)
8 - anne'nin, aniden ortaya çıkan köye yerleşme isteği.
