...her zaman oldugu gibi kosedeki bufeden aldigi sigara paketinin jelatinini acti. vaktinin cok olmadigini biliyordu. yine de sakin bir sekilde olanlari dusundu bu noktaya nasil gelmisti...
içindeki korkuyu hala yenememişti ama yine de bilgisayarını actı ve eski fotoğrafların bulunduğu, silmesi gerektiği halde saplantı haline getirdiği bu klasörü, azap ve ızdırap veren o klasörü uzunca izledi...
sonra etrafındaki insanların kendisine $izofrensin dediğini hatırladı. sahi ben $izofren miydim diyordu. peki bu insanlar kim. kapının önünde ne i$im var? fandan gelen ses... o ses...
sonra odanın içine yerle$tirdiği kamerayı izlemeye karar verdi. bilgisayarı neden açtığını hatırlamı$tı. odada ne yaptığını gerçekten $izofren olup olmadığını anlamak için hemen bilgisayarın ba$ına geçti ve aralık ayında buz kesmi$ odada tek ba$ına halay çekiyordu. aman tanrım didi.
bir hastanın hasta olmasını kabul etmesi bir trajediydi. o trajediyi yalnız ba$ına ya$ıyordu. sigarasını tüttürdü, sararmı$ eski tip bilgisayarının ekranına bir tane yumruk vurdu ekran patlamı$tı.
klavyeyi de üstüne dik oturarak kırmaya çalı$ıyordu. sonra çocuğu demiri özlediğini farketti. karısını... ama nerdeler kimbilir. yaban ellerde, tek dostu hep takıldıkları kahvahenede her gece saat 11'de sobanın etrafında kestane pi$iren kamuran'ı aradı. abi ben deliriyorum yardım et diyordu.
aslında hepsi yalnızlıktandı. yalnızlık adamı kevgire çevirir. yava$ yava$ soyutlanırsın mutlu olduğunu farkedersin önce. zamanla iyice çıplak kaldığını farkedersin. toparlamaya takatin kalmaz. denersin. denersin ama en diptesin. kamuran abi yardım et! diyordu telefonda. abi duvarlar üstüme geliyor n'oluyor abi. çabuk gel...