istemsizce çıkagelen duygu yoğunluğudur. nedendir bilinmez. bir cenaze merasiminde bulunurken herkesin ağladığı göz yaşı döktüğü bir ortamda durursun. yanılmıyorsam couple adlı bir ingiliz dizisinde de işlenmiş ve harika anlatımla özetlenmiş durumdur. bardakların üst üste dizilmesi ile anlatılmıştır. her bardak bir gıdıklama gibi gelir bilinçaltındaki. her an biraz daha gülmeye başlar insan. kendini gülmemek için sıktıkça içerden hadi hadiiiğğğğ diye gelen enişte sesi böğürür de böğürür. en sonunda patlar insan ama. kimi kapıya kimsenin göremeyeceği bi yere yetişir. kimi yetişemez. ama en anlamsız ve en keyifli gülüşlerden biridir bu. güldükten sonra 1-2 saniye düşünür insan niye güldüğünü.
Bilinçaltı gülmemem gerek diye koşullandırırsa kendini bu ters tepebilir bazı insanlarda. Takıntılı insanlarda daha çok görülen bir durumdur. insanı toplum içinde çok zor duruma sokabilir. nitekim çok ünlü bir video var bu konuyu özetleyen. Sunucu konuğun sesine gülüyor canlı yayında ve işinden kovuluyor.
not: benim de bir çok farklı şekilde başıma gelmiştir.
arkadaşın anneannesi vefat etmişti. odaya girdik suratı bembeyaz , kanka ben bi memlekete gidicem dedi. anneannem ölmüş dedi. hadi ya dedim.. sonra berkcan güvenin annennesi ile çekti video geldi aklıma. allah affetsin kahkahayı bastım. bi hafta konuşmadık.
başımı çok fazla belaya sokan, ayrıca utanca ve pişmanlığa da sebep olabilecek durum. bazı insanların zihninin kötü durumdan kurtarmaya çabalayan bir mekanizmaya sahip olabileceğini düşünüyorum. bu mekanizma, kötü hissedeceğimiz durumlarda aklımıza komik bir şeyler getiriyor. tabi kötü sonuçlar doğuruyor.