Saygı duruşlarında biriyle göz göze gelirsem gülme krizine girmemek için kendimi zor tutuyorum. Lisede çok azar işittim bu yüzden, işin komik kısmı bu kez de azar işitirken daha beter gülesim gelirdi *
Başıma hep en olmadık yerlerde geliyor ve o kadar güvendiğim iradem beni bu durumlarda terk edip uzaktan alay ediyor sanki.
Bugün yine uzun olmayan saçımı ve 1 haftada 1 aylık uzayan sakalımı kısalttırmak için berbere gittim, işlerini fazlasıyla ciddi yapan 3 kardeş (veya kuzen) işletiyor burayı, çok titiz ve ince çalışıyorlar o yüzden buraya geliyorum 1 senedir. Ortam, dekorasyon, açılan televizyon kanalları, adamların surat ifadeleri vesaire her şeyde fazla ciddi bir hava var burada.
Ben sakal tıraşındayken diğer berber galiba Instagram'da gezinmeye başladı, arada oradan ses geliyor; kısa bilgi videoları falan izliyordu. Sonra telefondan insan gibi bağıran koyun sesleri gelmeye başladı, sürüde isyan çıkmış sanki öyle bağırıyorlar, aynadan görüyorum adamı, aynı ciddiyetle izliyor videoyu, kapatmıyor da. ilkten prrpppttsss diye güldüm, videoyu kapattı adam. sonra bütün gücümle ne kadar tutmaya çalıştıysam o kadar patladım, yanımdaki berber de gülmeye başladı, tıraş imkansız hale gelince beni dinlenmeye bıraktı. Kendimi sakinleştirdim, dedemin cenaze namazında hayal ettim kendimi. Sonra "tamam abi devam edelim kusura bakmayın sinirim bozuldu herhalde" diye adamı çağırdım. ulan.. nasıl utandım ama.
Adam tam bıyığımı keserken kafamın içinde "Meeeeeeğğ! meeaaeeee! Meeeeee!" Diye sesler yine başladı, içimden gülüyorum yetmiyor, aynada o rezil halimi gördükçe daha da sinirim bozuldu yine patladım. Böyle güle güle bitirdik tıraşı. Çıkarken hiçbirinin yüzüne bakamadım utançtan.
Ciddiyetin amına koyan eylemdir. He bundan sonra ne kadar ciddiyet katılabilir o ayrı. Başıma geldiğinde baş parmağımı tutar kitlenmiş bi şekilde bakarım. *
kendimi kontrol edemediğim zaman basıma gelen eylem.
bir türlü hakım olamıyorum kendıme,çok sınırlıyım,gözlerimden ates çıkıyor ama ben kahkaha atmaya baslıyorum.
karşı tarafın da sinirlerini bozar bu durum.
bir ramazan yaşlı bi tanıdığın evinde yemeğe gitmiştik ailecek.bu teyze de dindar biraz.
ben hayatımda ne gördüm yemekten sonra dua okunduğunu ne de duydum.
daha tabağımdaki pirinçleri tırtıklarken birden bi dua furyası başladı lan dedim noluyo bi sağıma baktım bi soluma baktım.
teyze masanın başında bişeyler söylüyo. birden herkes kaldırdı ellerini. beni bi gülme aldı. tüm gözler benim üzerimde durduramıyorum ama kendimi öyle böyle değil. zerrin özer gülüşü falan yapmaya başladım bu sefer annem de başladı gülmeye.
bi yandan ellerimi açmışım bi yandan kıpkırmızıyım gülüyorum. rezilliktir.
lisede bir gün de istiklal marşında güldüm diye disipline göndermişlerdi. lan insan güldü diye disipline gider mi bu ne saçmalıktır amk.
sanki askeriye.
genelde lisede sınıfta sizle aynı kafadan olan en iyi arkadaşınızla birlikte yaşadığınız durumdur. çantayı sıranın üstüne koyup kendinize siper yaparsınız, hatta kafanızı çantaya gömersiniz ama nafile. ancak o ortamda çıkarsanız tam manada kendinize gelirsiniz.
öğrencilik hayatımda bu gülme krizlerinden dolayı sınıftan atılma hikayeleri boldur. *
Çok komik bir olay oluyor. insan kendine sahip çıkamıyor. Herkes size tip tip bakar ama gülmek her şeye rağmen güzeldir. başlığı görünce bile gülme isteği uyandı şu an.
Kemal Sunal'ın böyle bi durum ile karşı karşı karşıya kalan bi adamın hayat hikayesini oynadığı bi filmi hatırlattı bana. Film o günün sosyal ve sosyo-ekonomik yapısına, siyasi gündemine ince göndermeler yapan kinaye veironi dolu bir dilmdi... Ona benzer bir durumda benim başıma geldi stajyer olduğum kurumda bir sunumda teknik ekipteydim ve sunumu yapan uyuzun peltek konuşması sonucu normalde hiç gülmediğim halde birden pızp mızp diye dudaklarımı kaplaı tutmaya çalışırken aniden gülmeye başladım sanırım içinde bulunduğum ortamın gergiliği böyle bi duruma gebe kalmıştı.... Ve az kalsın stajım yanıyordu.. Gülmek her zaman hoş olmuyo
mevlüd okunurken şebeklik yapan arkadaşıma uyup krize girmiştim. dursun diye etli pilavdan bir kaşık aldım. durmadı.pilavın taneleri burnumdan gelmişti. iğrenç bir şey olmuştu kalkıp ta gidilmiyor, anneyle göz göze gelene kadar.
bütün millet gayet ciddi dururken siz birden gerizekalı gibi sırıtmaya başlarsınız. *
herkes size bakar rezil olursunuz falan filan. kötü bir durumdur kısacası.
liseye giderken gel bir çay iç diyen ülkücü arkadaşım beni ülkü ocağına sokmuştu, reis midir nedir herkese görev veriyordu. sen komşu okulun güvenliğini sağlayacaksın, sen okulda yasadışı iş yapanları engelleyeceksin, sen okulda düzeni sağlayacaksın falan. lan dedim n'oluyor film falan mı çekiyoruz. tabii ki içimden. arkada da kocaman bir poster, alparslan türkeş.
sandalyeye öyle bir oturmuşum ki güldüğüm belli olmasın diye, sandalyeden kalkamadım.
çok kötü bir şey. allah belamı versin de şurdan çıkayım demişliğim var.
çok profesyonel olmasa da yoga sınıfı buna güzel bir örnektir. herkes hûşu içinde kendi içlerine dönmüş, ruhlarını dinlendirir ve bedenlerine söz geçirirken siz hızlı bi rnefes verişi ile koyuverirsiniz kendinizi.
çok utanç vericidir. eğer gülecekseniz yogaya gitmeyin. *
insanı utandırır. ne kadar komik şeyler varsa o an aklınıza gelir ve krizi tetikler. eğer ortam aşırı ciddiyse, bu durum ölümünüze erken bilet almaktır.