an itibariyle gossip girl'in cnbc-e de yayınlanan bölümünde **blair'in kendisine sorduğu, "nate'le beraber yaşamak istiyorum; ama önce söyle, bana karşı hissettiklerin gerçek miydi oyun muydu? gerçekse bile eminim hep birlikte bir çaresine bakabiliriz" sorusuna, gözünü bile kırpmadan yavrucuğum*leighton meester'ı ağlatarak "oyundu, kaybetmekten nefret ederim, gitmekte özgürsün" demiştir.
hemen akabinde "niye böyle yapıyon ki?!" diyen serena'ya verdiği "'cos i love her, but i can't make her happy"* cevabıyla, aşık veya acılı bünyeleri, hüzün, sis, vay be helal aq, ve daha nice bulutlardan bulutlara sürüklemiş, böyle bir havada hissettirmiştir. izleyen insanlar, kendilerini sorgulamış "adama bak lan, valla seviyor; aynısını biz yapamayız" demiştir. senaryoyu sorgulatmıştır.
keşke yanımızda olsa da elini öpsek, saygı duysak dedirtmiştir.
gossip girl'in izlenmesi için tek bir sebep isteseler bu muhteşem yaratık olabilir. çekici olmak için çok uğraşmasına gerek yok gözlerini kısarak baksa yeter. *
gossip girl'ün en acar elemanı olan chuck bass, yanından her gün farklı iki muhteşem hatunu ayırmayan upper east side'ın zengin bebelerinden biridir. yüzlerce hatun götürmesi münasebetiyle adeta ismini haklı çıkaran bir kahramandır.